Princeton Üniversitesi öğrencileri, Türkiye’nin cari açık sorununu incelemişler
Yabancı bir ülkenin cari açığı hakkında rapor yazmak kolay olmasa gerek. ABD’nin Princeton Üniversitesi’nin lisansüstü öğrencileri, bizim Ekonomi Bakanlığı’nın desteğiyle, bu konuda bir çalışma yapmışlar. Rapor, Türkiye’deki benzerlerinin çoğundan daha nitelikli.
ÖNCE NEDENLER:
Tasarruf oranı son 10 yılda Türkiye’de hızla düştü.
*Yastık altında tutulan tasarruflar ve yeteri kadar gelişmemiş finansal piyasalar tasarruf birikiminin artmasına engel. I Avrupa ve Ortadoğu ile Kuzey Afrika’ya yayılan ihracat pazarı, bu bölgelerde yaşanabilecek negatif olaylara yönelik riskleri de beraberinde taşıyor. I Nominal ücretlerde görülen artışlar, verimlilikte sağlanan olumlu gelişmelerin önüne geçti ve uluslararası rekabeti olumsuz etkiledi.
*Türkiye’de ekonominin döngüsel hareketleri ile cari açık arasındaki ilişki çok yüksek. Bu bağlamda para ve maliye politikalarının böylesi gelişmelere karşı dizayn edilmesi gerekir, I TCMB’nin yaratıcı politikaları kısa vadede sıcak para hareketlerini stabilize etmekte etkin oldu. Bununla beraber politika hedeflerindeki çeşitlilik kafa karışıklığı yaratıyor ve gelecek politikalara yönelik beklentileri olumsuz etkiliyor.
*Küresel piyasalardaki döviz bolluğu borçlanma maliyetlerini düşürüp yüksek borçluluğu taşıyabilmeyi kolaylaştırırken döviz girişlerinde olabilecek ani duruş tehlikesinin büyümeye yapacağı olumsuz etki unutulmuyor. I Türkiye’nin borç yapısında kısa vadeli borçlar lehine bozulan yapı, ekonominin geleceğini yabancı yatırımcıların düşüncelerine aşırı bağımlı hale getirdi.
VE ÖNERİLER:
*Tahvil ve hisse senedi piyasaları, şeffaflığı öne çıkararak geliştirilmeli.
*Bireysel emeklilik sistemi desteklenmeli, kayıtdışı çalışanları da kapsayacak şekilde geliştirilmeli.
*Hanehalkı ve şirketler kesiminin tasarruflarına ait veri ve bilgiler geliştirilmeli.
*İhracatın yaygınlaştırılmasına devam edilmeli, ABD ve Çin gibi büyük pazarlara özel önem verilmeli. *İşgücünün verimliliğini artırmak için emek piyasalarında esnekliği geliştirecek yasal ve idari yapılanmalara gidilmeli.
*İhracatçı sektörlerdeki artan nominal ücretler Türkiye’nin uluslararası rekebet koşullarını tehdit ediyor.
*Asgari ücret artışlarını sınırlamak ve enflasyonu TCMB’nin hedeflediği düzeyde tutmak bu baskıyı biraz olsun azaltabilir.
*Ekonomi Bakanlığı’nın teşvik sistemi ithal edilen aramallara bağımlılığı azaltacaktır.
*Dışa bağımlı üretim yapan endüstriler belirlenmeli ve üretimlerini yerel kaynaklara yönlendirmeleri değerlendirilmeli.
*Enerji arz kaynakları çeşitlendirilmeli, özellikle yenilenebilir kaynaklara öncelik verilerek ithalata bağımlılık azaltılmalı.
*Enerji verimliliğine yönelik yasal düzenlemeler uygulamaya geçirilmeli.
*Enerji altyapısının modernizasyonu sağlanmalı.
*Enflasyon hedeflemesi para politikasının ana hedefi olmalı, sermaye hareketlerinin yönetimi başka politika araçlarıyla sağlanmalı.
*Para politikasının hedefleri netleştirilmeli ve hedefler hakkındaki kafa karışıklığı azaltılmalı. *Türkiye’nin ithal aramallara yapısal bağımlılığına çare bulmadan nominal kurlardaki değişimle ihracatın büyütülemeyeceği kabul edilmeli.
*Liranın değer kaybı enflasyonist etki yaratıyor.
*Uluslararası rezervleri çoğaltarak yabancı yatırımcıların güveni artırılmalı.
*Kısa vadeli sermeye girişlerine vergi koyma ve yabancı para yükümlülükleri için daha yüksek karşılık tutma gibi önlemler düşünülmeli. Sorunlar ve çözüm önerilerinin hepsi doğru olmayabilir. Ama yine de gençleri kutluyorum. Princeton Üniversitesi öğrencileri, Türkiye’nin cari açık sorununu incelemişler
Hakan Özyıldız - 19.01.2013