Kamu hizmetinde öncelik yol kenarlarına çiçek mi karla mücadele mi?
Anadolu'yu kar kapladı. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirler başta olmak üzere hayat neredeyse felç oldu. Pazartesi akşamı Ankara trafiği görülmeğe değerdi. Normal zamanda 20 dakikada gittiğim yolu tam bir buçuk saatte alabildim.
Belediyelerin en temel görevi, kriz anında kamu hizmetlerini olabildiğince aksatmadan ve hızlı verebilmektir. Önce kamu hizmeti nedir ona bakalım. Kentte yaşayan herkesin ortak ihtiyacı olan hizmetlere kamu hizmeti diyoruz. İnsanlar çoğunlukla, kamudan bedava hizmet alabilmeyi bir hak sayarlar. Kamu hizmetlerinin de para ödenerek üretildiği akıllarına pek gelmez. Çünkü kamu hizmetinden yararlanırken ya cebinden para ödemezler veya çok cüzi bir ödeme yaparlar.
Yerel yönetimler yılın 365 günü çok çeşitli hizmetleri halka sunuyorlar. Bu nedenle kaynak ihtiyaçları fazla. Buna karşılık toplayabildikleri gelirler ve merkezi bütçeden alabildikleri para yetersiz. Kriz yönetimi gibi çok pahalı işlere para ayırmakta zorlanıyorlar. Ancak yaşayanlar olarak bizlerin de en çok yardıma ihtiyacımız olduğu anlar deprem, kar yağışı, sel, vb olağanüstü durumlar. Dolayısıyla yöneticiler tüm altyapıyı ve örgütlenmelerini kriz anına göre yapmak zorundalar. Güneşli havada sorun olmayan altyapı, aşırı yağmur yağınca kapanan rögarlar, kar yağınca kilitlenen trafik olarak karşımıza çıkıyor. Kentler yaşanmaz hale geliyor.
Size kar yağınca okulların tatil edilmesi normal geliyor mu bilmem. Ama ben anlayamıyorum. Biz kuzey yarımkürenin orta kuşağının alt sınırlarındayız. Bir de Rusya gibi, Norveç gibi 7-8 ay kar altında yaşayan ülkeler var. Oralarda çocuklar okula gitmiyordur herhalde? Yollardan kar, buz eksik olmuyordur. Belediyeler ne yapıyorlar merak ediyorum. Acaba oralarda da "Karlı havada özel araçlarınızı kullanmayın" diyen yetkililer var mı? Bizdekilerin vatandaşa bu yöndeki telkinlerini anlamak zor. Sanki kentlerde doğru dürüst bir toplu taşıma sistemi varmış gibi akıl veriyorlar. Örneğin metro yok. Otobüsler kar nedeniyle felç olmuş, tamamen tıkanmış trafikte kalmış. Sadece vatandaşa sıcak bir ortam sağlıyorlar. Tabii eğer otobüsün içi tıklım tıklım değilse.
Burada toplu taşıma sıkıntısını en çok hisseden İstanbul ve Ankara'da yaşayanlara bir sorum olacak. Metro hizmetinin yaygınlaştırılması için yerel yöneticilerden bir talebiniz oldu mu? Olduysa isteğinizin yerine getirilmesi için neler yapıldığını takip ettiniz mi? Eksiklikler varsa nedenlerini sorguladınız mı? Daha önemlisi, şehrin caddelerine çiçek ekilmesi için harcanan paraların neden var olan metro yatırımlarının hızlandırılması için kullanılmadığını hiç düşündünüz mü? Size "Metro yatırımı Ulaştırma Bakanlığı'ndan, çiçek harcamaları belediye bütçesinden yapılıyor" denebilir. Doğrudur. Ama hatırlamakta yarar var. Bütçe gelirlerinin bir kısmı, harcamalarını yapmak üzere belediyelere tahsis ediliyor. Yer değişimi yapmak çok kolay.
Ayrıca dünyanın soğuk bölgelerindeki şehirlerin karla mücadelede kullandıkları kimyasalların neden bizde kullanılmadığını araştırdınız mı? Bunca karakışa rağmen neden bizdeki kadar derin sorunlar yaşamıyorlar acaba?
Burada sorun öncelikleri doğru saptayabilmekte. Elimizdeki kıt kaynakları, modern karla mücadele araçlarına, metro ve toplu taşıma projelerine mi harcayacağız? Yoksa önceliğimiz şehrin caddelerinin daha güzel gözükmesi mi olacak? Bu kararı bizler vereceğiz. Çok değil yaklaşık 14 ay sonra.
Hakan Özyıldız - 09.01.2013