Ülke notu arttıktan sonra
Fitch ülke kredi notunu yatırım yapılabilir seviyesine çıkardıktan sonra hepimiz sevindik. Şimdi de Moody's konuşulmaya başlandı. Japon JCR ve S&P'den beklentiler olumlu görünmüyor. Ancak çok önemli de değil. Eğer gelecek yılın ilk yarısında ikinci yatırım yapılabilir notu alınırsa döviz girişlerindeki artış hızlanacaktır.
Gelinen aşamada fazla döviz konuşuluyor. İhracatçılar tedirginliklerini belli etmeye başladılar bile. Bence haklılar. Artık sorun aşırı döviz girişlerinin reel sektöre etkilerini iyi tahlil etmekte. Eğer sıcak para; değerli lira, fazla ithalat ve daha az üretim şeklinde etkiler yaratırsa orta vadede işsizliğe bile negatif etkisi olacaktır.
MERKEZ BANKASI UYARIYOR
Bu konuda sevinilecek bir durum, Merkez Bankası olayın farkında. Para politikasıyla işin üstesinden ne kadar gelebilirler o tartışmalı. Ancak sorunların yöneticiler tarafından bilinmesi, gerekli çözüm seçeneklerinin de hazır olduğu konusunda bir işaret olarak kabul edilebilir. TC Merkez Bankası'ndan iki uzman, İ.Burak Kanlı ve Yasemin Barlas, çok yararlı bir çalışma yapmışlar. Hem de not yükseltilmeden tam bir yıl önce, Kasım 2011'de. Başlığı da ilginç: "Eşiği Aşınca: Kredi Notunun 'Yatırım Yapılabilir' Seviyesine Yükseltilmesinin Etkileri."
Bundan sonrası için sözü onlara bırakayım. Uzmanlar diyor ki: "Bu kapsamda ülkelere portföy yatırımı ve kredi biçiminde yabancı sermaye girişleri gözlenmektedir. Bu çerçevede, gerek not artışının öncesinde, gerekse sonrasında referans ülke grubu genel eğiliminin üzerinde portföy yatırımı çekme ve kurda göreli değer kazanma eğilimi kaydedilmektedir. Finansal enstrümanlardan elde edilen risk göstergelerindeki düşüş ve hisse senedi fiyatlarındaki artış ise not artışından önce tamamlanmaktadır. Bu durumun, finansal piyasaların not artırımlarını veya ülke riskliliğinde not artırımına yol açan iyileşmeyi, karardan önce fiyatlandırdıklarına gösterge teşkil ettiğini düşünmekteyiz. Yabancıların portföy yatırımları artarken, doğrudan yatırımlar biçimindeki sermaye girişlerinde belirgin bir değişim gerçekleşmemektedir."
CARİ AÇIK BÜYÜYEBİLİR
TCMB Uzmanlarının söylemi çok açık. Not yükseltilmesinin, istihdam yaratacak olan doğrudan yabancı sermayeye önemli bir etkisi olmayacak. Buna karşılık ucuz döviz kredilerinin çoğalmasına yol açacak. Ucuz krediler iç talebi tetikleyecek. Burada sözü yine uzmanlara bırakayım: "Öte yandan, yurt içi kredi piyasalarındaki canlanma, beklentilerdeki iyileşme ve varlık fiyatlarındaki artışın sebep olduğu servet etkisinin iç talebi canlandırması beklenir. Tüm bu unsurlar, toplam talep kompozisyonunun iç talep aleyhine değişmesine, böylelikle notu artırılan ülkelerin cari dengelerinin bozulmasına yol açma potansiyeli taşımaktadır."
Cari açık sorununun sonucunu deneyimlerimizden biliyoruz. Ancak varlık fiyatlarındaki aşırı yükselişe pek alışık değiliz. Varlık tanımına hisse senedi, kamu borç senetleri kadar gayrimenkul vb. dahil edilmektedir. Geçmişte birçok ülkede yaşanan bu süreçte önemli olan şey, varlık fiyatları şişmeye başladıktan sonra küçük yatırımcıların borçlanarak yatırım yapmaya başlamalarıdır. Borçlanılarak satın alınan varlık piyasalarında fiyat balonu aşırı şişince, küçük yatırımcı ürkmeye başlar. Ardından en küçük bir değer kaybı yaşanınca panikler. Diğer bir deyimle not artışları, kısa vadeli piyasalardaki oynaklığı artırırken yatırım iştahını azaltabilir.
Dolayısıyla Merkez Bankası'nı sıcak parayla mücadelede yalnız bırakmamak lazım. Hükümetin "Sadece mali disiplin yeter" yaklaşımından, diğer yapısal değişimleri uygulamaya geçmesi gerekir.
Not: Her 10 Kasım'ın, "çağdaş uygarlık düzeyine" ne kadar yaklaştığımızı sorgulamanın günü olması dileğiyle.
Hakan Özyıldız - 10.11.2012