Bir katılımcılık örneği: Gelecekte Fındıklı Çalıştayı
Çağdaş demokrasilerde toplumun kendisini ilgilendiren önemli kararların alınması sürecine olabildiğince geniş katılımını sağlamak esastır. Bu amaca yönelik olarak, ilk çağlardan bu yana çok çeşitli yöntemler denenmekte ve uygulanmaktadır. Feodal beyler, krallar, padişahlar kendilerine dinsel görevler verildiğini ileri sürerek yetki paylaşımına yanaşmamışlar, stratejik kararları kendi başlarına almışlardır.
Fransız Devrimi sonrasında, modern demokrasinin ilk tohumları saçılmaya başlanmış, karar alma yetkileri parlamentolara geçmiştir. Ancak artan nüfus, değişen toplumsal yaşam, seçilmiş birkaç yüz vekilin aldığı kararların da yeterliliğini tartışmaya açmıştır. Bunun sonucunda, toplumun tüm isteklerine duyarlı parlamentoların yanına, yetkileri her geçen gün genişleyen yerel yönetimler eklenmiştir. Belediye ve il özel idarelerinin önemi gittikçe artarken, orada yaşayanların alınacak önemli kararlara katılımını genişletmek için çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Denetimi Kanunu çerçevesinde kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin yöneticilerinin “Stratejik Plan” hazırlama zorunlulukları 2004 yılından beri geçerlidir. Bu planlarda hedef kamunun bütçe kısıtları içinde, öncelikli projeleri belirlemek ve ona göre yatırım yapmaktır.
FARKLI BİR ÖRNEK
Ben tatilimin bir bölümünü Rize/Fındıklı’da geçirdim. Ana fikri yaklaşık altı ay önce ortaya çıkan “Gelecekteki Fındıklı Çalıştayı”na katıldım. Bir grup gönüllü, tamamen amatörce, hiçbir eylem amacına yönelik olmayan, sadece yaşadıkları yörenin geleceğine yönelik “hayallerimizi ve bilgilerimizi” projelendirmek için bir araya geldik. Çalıştay’ın temel amacı önceden belirlenen konularda, gelecekte nasıl bir Fındıklı’da yaşamak istediklerini, “hayali ve fikri” olan Fındıklılılara sormaktı. Ardından bunlara yönelik projelerin ham fikirlerini de tartışmaları istendi. Hayal kurmakla “uçuk fikir/proje” üretmek arasındaki ince çizgiyi ayırt etme görevi moderatörlere düştü. Girişim grubu önce tartışma konularını saptadı: Eğitim, sağlık, turizm, çevre ve ekoloji, tarım, KOBİ ve girişimcilik, gençlik ve spor, kadın, katılımcılık, kültür ve sanat, kentleşme konularında Fındıklılı uzmanlar ve yaşıyanlar gruplar halinde bir araya geldiler. Bir yarım gün fikir alışverişinde bulundular. Ertesi gün tüm grupların temsilcileri ürettikleri fikir ve projeleri, özet olarak tüm katılımcılara sundular. Katılımcılar, inanılmaz kalitede projeler ve düşünceler dinledi. Kendi adıma yörenin sorunlarına oldukça geniş bir persfektifte vakıf oldum.
Katılımcıların fikir ve proje üretmede gösterdikleri olağanüstü yeteneklerine hayran kaldım. Özellikle gençlerin ve kadınların potansiyelleri inanılmazdı. Kalkınmada kadınların yerinin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladım. Onları üretime sokamayan bir sürecin sonunun hüsran olacağını kavradım. Bilmeyenlere hatırlatmak isterim. Karadeniz insanı heyecanlı, çabuk parlayan, fikirlerinin dinlenmediğini düşünürse aşırı tepki veren özelliklere sahiptir. Özellikle Fındıklı ve yakın çevresi, geçmişten bugüne, ülkesiyle ve çevresiyle ilgisini hiçbir zaman kaybetmemiştir. Bu duyarlılığı bazen politika seçenekleri ile ekonomik, demokratik talepleri arasında tercih yapmasını bile zorlaştırmaktadır. Tüm bu tür sorunlara, bir de küçük yerlere özgü dedikodu ve kişisel birbirini çekememezlikler de eklenmesine rağmen gelinen aşamada çok olumlu örneklere ulaşıldı. Çalıştayın sonuçları bir rapor halinde yayımlandığında, web sitemde sizlerle paylaşacağım. Umarım çalıştay diğerler yörelere de örnek olur ve demokrasimizin gelişmesine katkı sağlar.
Hakan Özyıldız - 29.08.2012