Memur da haklı hükümet de

Geçmişte memur zamları, bütçe Meclis'e sunulduğu zaman haber olurdu. Artık toplu sözleşme görüşmeleri yapılıyor. Mayıs ayı geldi geçiyor, memurlar ve emekliler yıllık zamların ne kadar olacağını bilmiyorlar. Nedeni 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğine ilişkin yasal düzenlemenin Meclis'ten yeni geçmesi. Gecikmenin nedeni, hükümetin öncelikleri ve TBMM'nin gündemi bir araya gelince yasanın istenen hızla yürürlüğe konulamaması. Gelinen aşamada ilk defa toplu sözleşme masasına oturan memur sendikaları, 2012 için maaşların yüzde 15'ten fazla artırılmasını istediler. Buna karşılık hükümet yüzde 3+3 formülünü, enflasyon farkını gelecek yıl ödemeyi önerdi. Doğal olarak hükümet önerisinin arkasında bütçe dengeleri var. Aşağıda son verileri ele alacağım. Ancak sendikaların teklife şaşırmalarının, tepki göstermelerinin nedenini tam olarak anlayamadım. Biliyorsunuz bütçe hazırlanırken, Orta Vadeli Program'da (OVP) 2012 yılı enflasyonu yüzde 5.2 olarak belirlendi. Hükümet, yasalar gereği OVP'deki makro değişkenlere göre bütçe ödeneklerini oluşturdu ve TBMM'ye sundu.
Meclis bütçe tasarısını Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ve Genel Kurul'da uzun uzun müzakere etti. Bildiğim kadarıyla o günlerde hiçbir memur sendikası, OVP ve içeriği hakkında bir yorum yapmadı. Belki "OVP'yi değerlendirmek bizim işimiz değil" diyeceklerdir. Ama memur maaş zamlarının ipuçlarının OVP'de bulunduğunu herkes biliyordu. Ama başka bir açıdan bakınca memurlar da haklı. Artık OVP'nin yüzde 5.2'lik enflasyon hedefini, konudan sorumlu kamu kurumu olan Merkez Bankası bile çok içten telaffuz etmiyor. Yıl sonu enflasyon tahmininin üst sınırı yüzde 8'den fazla. Memurların en azından bu tahmine uyan bir zam beklentisinde olmaları doğal hakları.
Ancak o zaman da bütçe dengelerindeki gelişmeler engel çıkarıyor.

NİSAN BÜTÇE DENGESİ HÜKÜMETE YARDIMCI OLMUYOR
Nisan ayı bütçesi, özellikle gelir tarafındaki gelişmelerle dikkat çekiyor. Vergi gelirleri, geçen yılın aynı ayına göre sadece yüzde 3.5 artmış. İthalat düşüşe geçtiği için yılın ilk dört ayındaki vergi gelirleri artışı sadece yüzde 10.
Toplam gelirlerdeki artış ise yüzde 15'ten fazla. Gelir performansını düzelten Ziraat, Halk ve Merkez Bankası'nın kârlarından gelen temettü gelirleri. Merkez Bankası'nın gelirlerindeki yükseliş, dövize yaptığı müdahaleler sonunda elde ettiği kârlardan. Seneye de aynı performans olur mu şimdilik belli değil. Harcama tarafındaki gelişmeler öncekilerden farklı değil. Faiz dışı harcamalardaki büyüme hızı yüzde 14. Vergi gelirlerinden fazla. Harcama kalemleri içinde artışı izlenmesi gereken kalemlerden birisi de sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderleri. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 büyümüş. Bu kaleme değinmemin nedeni, geçen yıllarda bu harcamaların aynı dönem itibarıyla; 2010 yılında yüzde 8, 2011 yılında ise yüzde 3 artmış olması. Diğer bir deyimle, sosyal güvenlik sisteminde yapılan geçici düzenlemelerle elde edilen olumlu gelişmeler etkisini kaybetmeye başlamış. Özetle ilk dört aylık bütçe dengesi çok kötü durumda değil. Her ne kadar geçen yıla göre büyüyen bir açık rakamı görülse de, bunun nedeni dönemsel artış gösteren faiz ödemeleri. Olumlu olan tarafı, faiz dışı dengenin bozulmamış olması.
Bu köşede devamlı vurguladım. Bütçe açığı, gelirlerin yapısı nedeniyle ekonomik canlılığa bağlı. Eğer yüzde 4'ten daha az büyürse, vergi gelirlerinde tahminler tutmayabilir. Dolayısıyla önümüzdeki aylarda açık istenenden fazla büyüyebilir. Bu tür bir bütçe resmi, cari açık sorunu yaşanan ekonomide, hükümetin elini zorlaştırıyor. Dört aylık bütçe dengesi ve ekonomik beklentiler, bütçede öngörülenden fazlasını ödemeye yardımcı olmuyor. Bonkör davranmasını engelliyor.


Hakan Özyıldız - 16.05.2012
Toplam Ziyaretçi: 15456