Gençler okul camlarını silerken 19 Mayıs 1919'u anmak
Bugün 19 Mayıs. Gazi Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı'nı başlattığı gün. Gençlerin bayramı. Aradan 93 yıl geçmiş. "Geçen sürede gençler için neler yaptık?" sorusuna çeşitli cevaplar verilebilir.
Ancak en çok üzerinde durulması gereken şey, eğitimde gelinen düzey. Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında durum çok iç açıcı değil. İçerideki durumu pedagojik açıdan uzmanlar ele alsın. Ben bütçeden eğitime ayrılan kaynaklardaki değişimler hakkında birkaç söz edebilirim. Böylelikle, sınırlı da olsa, gençlerin eğitiminde geldiğimiz yeri irdeleme şansını bulabilirsiniz.
Bir habere atıfla konuyu ele almak yararlı olacak. Hatırlarsınız geçenlerde gazetelerde "Konya Merkez Selçuklu İlçesi'nde Vali İhsan Dede İlköğretim Okulu'nda, pencerenin pervazına çıkarak camları silen öğrencilere" ilişkin bir haber yer almıştı.
Vatandaşların tepkisi üzerine okul yöneticileri, okulda hizmetli olmadığını ve öğrencileri çevresini temiz tutmaları konusunda sürekli uyardıklarını ancak camları silmeleri yönünde bir talepleri olmadığını söylemiş; haberlerinin olması halinde buna izin vermeyeceklerini öne sürmüştü.
Haberi okuyunca hemen aklıma devletteki makam harcamalarında son yıllarda görülen artışlar geldi. Yöneticilerine para ayırabilen devlet, okuluna ne kadar para gönderiyor diye merak ettim. Hemen, tanıdığım en iyi bütçe uzmanlarından birisi olan eski Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü, dostum Durmuş Öztek'e sordum ve çok ilginç bilgilere ulaştım.
EĞİTİME AYRILAN PARA
Bütçeden, 2011 yılında eğitime ayrılan kaynak toplamı 39.2 milyar lira. Önceki yıla göre artış oranı yüzde 21 kadar. Faiz dışı harcamaların içindeki payı yaklaşık yüzde 9 civarında.
Karşılaştırma yapıldığında harcamalardaki büyüme dikkat çekiyor. Ancak, rakamların detayına girince olay değişiyor. Eğitime ayrılan paranın yüzde 70'ten fazlası personel maaşlarına gidiyor. Daha çok öğretmen alındıkça daha fazla kaynak ayrılması doğal hale geliyor. Yanı sıra milli eğitime ayrılan ödeneklerin yüzde 11 inden fazlası da çalışanların sosyal güvenlik primi olarak SGK'ya gidiyor. Eğitimle doğrudan ilişkisi olmayan diğer bir harcama kalemi.
HER OKULA AYDA 5 BİN TL
Devlet okullarının içinde bulunduğu sorunlu duruma katkı sağlayacak bütçe kalemi, mal ve hizmet alım giderleri. Okulların temizlik işleri, doğalgaz ve kömür giderleri, su parası ödemeleri ve diğer harcamaları için devletin para aktardığı kalem burası. Toplam eğitim ödeneğinin sadece yüzde 7.8'i bu kaleme ayrılmış.
Ancak bu paranın hepsi okulların ihtiyaçları için kullanılmıyor. İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin giderleri, öğretmenler ve diğer çalışanların yollukları gibi giderler de buradan yapılıyor. Okulların ihtiyaçları için bu toplamın yaklaşık yüzde 80 inin kullanıldığı söyleniyor.
Şimdi gelelim bu yıl ayrılan paranın toplamına: 2011 yılında 3.9 milyar lira. Bunun yüzde 80'ini, MEB in verilerine göre 2011 yılındaki okul sayısına, 41.761'e bölün. Her okula eşit dağıtıldığını varsayarsak, okul başına, ayda ortalama düşen para 5 bin lira civarında.
Kırsal kesimdeki küçük okullar için rakam yeterli görülebilir. Ama nüfusun yüzde 75'inin yaşadığı şehirlerdeki okulların öğrenci sayısını dikkate alınca paranın, sadece ısınmaya ve elektriğe yettiğini söylemek çok yanlış olmaz. Bu yıl okullara eklenecek olan "4+4+4" yüklerini de dikkate alın. Görünen o ki; çocuklarımızın sağlığı okulların temiz ve hijyenik olabilmesine, o da velilerin ve/veya öğrencilerin okulların temizliğine ve diğer cari harcamalara katkı sağlamalarına bağlı.
Anlaşılan 93 yılda, gençler için bazı şeyleri değiştirememişiz. Cumhuriyet'in ilk yıllarında okuyanların, yukarıdakine benzer anılarını çok dinledim.
Hakan Özyıldız - 19.05.2012