Euro Bölgesi'ni ortak bono kurtarır mı?
Fransa bugün yapılan Avrupa Birliği maliye bakanları toplantısında ortak Euro Bölgesi bonosu ihraç edilmesini masaya getirecek.
Yeni Fransız hükümetinin parlamento seçimlerinden daha güçlü çıkabilmek amacına yönelik attığı bir adım olarak değerlendirilebilecek girişimin arkasındaki amaç belli. Krizin yükünü Euro üyesi ülkeler arasında paylaştırmak. Daha açık bir deyimle, Almanya'nın üzerine daha fazla yük yükleyebilmek.
Bunun farkında olan Almanlar da karşı çıkıyorlar. Almanya Maliye Bakanı Yardımcısı Kampeter, Euro Bölgesi bonosunun yanlış zamanda ortaya atılmış bir fikir olduğunu savunmuş.
Buradan, "Doğru zaman hangisi" sorusuna cevap bulmadan, bono ihracı konusundaki adımların zor atılacağı anlaşılıyor.
ALMANLAR NE İSTİYOR?
Daha önce de bu köşede değindim. İstekleri çok net. Bir anlamda, "Parayı veririz, ama bizim kurallarımızı kabul ederseniz" diyorlar. O zaman istedikleri kurallar neler? "Tek para politikası, tek finansal sektör düzenleme ve denetleme sistemi, tek maliye politikası."
Euro'ya üye ülkeler için para politikası artık Frankfurt'ta, Avrupa Merkez Bankası'nca belirleniyor. Bu geniş kabul gören bir gereklilik olarak kabul ediliyor.
Almanların maliye politikası alanındaki görüşleri, mali disiplini öne çıkaran yaklaşımları çok iyi biliniyor. Hatta geçenlerde Almanya Maliye Bakanı, Yunanistan'ın adını vermeden, istikrar politikalarını istendiği gibi uygulayamayan ülkelere kayyum atanmasından bahsetti. Almanlar bir anlamda, bizim tarihimizdeki Düyun-u Umumiye benzeri bir yapılanma istiyorlar. Borcunu geri ödemekte zorlanacak ülkeler, maliye politikasına yönelik yetkilerini AB Komisyonu'na devretsin, egemenlik hakkından vazgeçsin demeye getiriyorlar.
Bir yönden bakınca buna, bazı "uyanık Avrupalıların", "Paralarını onların esiri olmadan nasıl kullanırız?" diye özetleyebileceğimiz yaklaşımına, Almanların verdiği tepki diyebiliriz. Bir taraf, "Para ortaksa çözüm de ortak olmalı" derken, parası olan, sorunu olmayan öteki taraf ise "Yönetimde daha fazla etkinlik vermezseniz olmaz" diyor.
ORTAK FİNANSAL DÜZENLEME
Ancak Avrupa'nın sorunlarının kalıcı çözümü için para ve maliye politikaları yeterli değil. Belki de daha önemlisi, bankacılık ve diğer finansal sektöre ilişkin ortak düzenleme ve denetleme. Çünkü sorunun özü burada. Finansal sektörün içinde bulunduğu sorunlara ortak çözüm bulabilmek için denetlemede ve diğer düzenlemelerde bir standart getirilmesinde büyük yarar olduğunda uzmanlar hemfikir.
Konu aslında sadece Euro Bölgesi'ni de ilgilendirmiyor. Financial Times'ta yer alan bir haberde Fitch'in yaptığı bir çalışmaya değiniliyor. Habere göre, yeni Basel kuralları uygulanırsa, dünyanın en büyük 29 bankası, 2018 yılına kadarlık sürede, ya sermayelerini 566 milyar dolar büyütecekler ya da aktiflerini 5.5 trilyon dolar azaltacaklarmış. Sadece İspanya bankalarının acil sermeye ihtiyacının 75 milyar Euro'dan fazla olduğu söyleniyor.
Ama bu haberlere İtalya Başbakanı Monti'nin, "Euro Bölgesi'nde mevduatlara garanti verilsin" önerisini eklerseniz, yaşanmakta olan sorunun büyüklüğünü daha iyi anlarsınız. Öneri Yunan bankalarından çekilen milyarlarca Euro'nun etkisini azaltmak için getirilmiş olabilir. Ancak aynı sorun bizde de 2001 krizi sırasında yaşanmıştı. Nedenini ve etkisini tahmin etmek zor değil.
Üç ana konuda ortak politika uygulamasına ne kadar hızla geçilebileceğini zaman gösterecek. Ben çok hızlı olabileceğini sanmıyorum. Bu ve benzeri konularda çözümler geliştirilmeden ortak bono ihracı zaman alabilir. Ancak ileriye yönelik kararlar alınsa bile piyasaları çok olumlu etkileyeceği kesin.
Hakan Özyıldız - 23.05.2012