R. Hakan Özyıldız

Hazine nakit verileri, bütçe dengeleri açısından bir öncü göstergedir.
Mart sonu nakit dengesi bize ilk üç ayda gelirlerdeki artışın yaklaşık yüzde 17 olduğunu gösteriyor. Geçen yıl ve önceki yılla karşılaştırılınca bir yavaşlama göze çarpıyor. Gelirlerdeki iyileşme ekonomik aktivitedeki canlılığın, özellikle ithalatın göstergesi. Yanı sıra geçen yıl yeniden yapılandırılan vergi ve SGK primlerinin taksitlerinin ödemesi de devam ediyor.
Bu seneye özgü en dikkat çeken gelişme, Maliye Bakanlığı'nın kira gelirlerinden alınan vergiler için başlattığı yeni uygulama. Biliyorsunuz gayrimenkul sermaye iradı elde edenlere vergi ödemede yardımcı olabilmek için Gelir İdaresi, dijital beyanname hazırladı ve mükelleflerin hizmetine sundu.
Basına yansıyan haberlere göre bu alandan alınan vergilerde önceki yıllara göre artışlar göze çarpıyor. Tartışmaya gerek yok, kayıtdışılıkla mücadeleyi öne alan ve vatandaşa hizmeti ilke edinen bir vergi sistemi, kamu maliyesinin birçok sorununun çözümüne katkı sağlayacak. Gelir İdaresi ve hükümetin, varsa, bu alandaki yeni projeleri hızla uygulamaya koymalarında fayda var.
Bu tür bir gelişme harcama tarafında görülen genişlemenin olası negatif etkilerini de hafifletecek. Böylesi bir olasılıktan bahsetmemin nedeni harcamalarda görülen hızlı artış.
Faiz harcamalarında görülen yükselme dönemsel. Dolayısıyla şimdilik bir kenara koymak çok yanlış olmaz. Ama faiz dışı harcamalara dikkat etmek lazım. 2010 ve 2011 yıllarında bu kalemdeki artışlar, sırasıyla yüzde 5.1 ve 7.6 iken, bu yıl değişim yüzde 15.6 olmuş. Faiz dışı giderlerdeki bu büyümenin enflasyondan, kurdan veya diğer makro verilerden kaynaklandığı hakkında karar verebilmek için birkaç ay daha beklemek lazım. Bu nedenle artışların arkasında, siyasi ve idari tercihlerden kaynaklanan, vatandaşın beklentilerinde kalıcı etkiler yaratan ödemeler var. İleride gelirlerde azalma olursa, bu harcamaları düşürmek mümkün olmayacağı için, bütçe açığı büyüyecek demektir.
Ancak şimdilik olumlu giden veriler sayesinde Hazine'nin eli rahatlamış. İç borçlanmayı geçen yıla oranla azaltmış. İlk çeyrekte, piyasaya verdiği her 100 liraya karşılık 79 lira borç almış. Yani görevini yapmış, piyasada para bırakmış, Merkez Bankası'na yardımcı olmuş.

Çanakkale Dardanelspor ve Erzurum BŞB Spor'un yönetici ve futbolcularını yürekten kutluyorum
Hafta sonunda 3. Lig 3. Grup'ta oynanan maçta, bir futbolcu sakatlık geçiriyor. Rakip Erzurum BŞB'li futbolcular centilmenlik yaparak topu taca atıyorlar. Taç atışı sonrasında orta sahadan rakip kaleciye gönderilen topu, Erzurum BŞB kalecisi çizgi üstünde yakalıyor. Her iki takımın oyuncuları, gol veren hakeme itiraz ediyorlar. Gol olmadığını ısrarla söylüyorlar. Ancak hakem kararından dönmüyor.
Bunun üzerine Çanakkale Dardanelspor Teknik Direktörü Tamer Tuna gol yemeleri için takımına talimat veriyor. Dardanelspor oyuncuları 1 dakika yerinden kımıldamıyor, buna rağmen rakip futbolcular, ilk atakta topu dışarı atıyor. Sonunda kaleci kale atışında topu takım arkadaşının önüne bırakıyor ve o da kendi kalesine gol atıyor.
Haberi okuyunca çok duygulandım. Futbolda şike iddialarının Türkiye'yi sarstığı, siyasetçisinden cemaatçisine kadar herkesin bu işlere müdahil olduğu günlerde böylesine akılcı, gurur veren, geleceğe umutla bakmamızı sağlayan davranışları duymak çok ama çok güzel.
O gün sahada top koşturan gençleri ve yöneticilerini, bize bu mutluluğu yaşattıkları için şükranlarımı sunuyorum. Belki maçı bir takım mağlup bitirdi. Ama önce insanlık sonra centilmenlik ve spor kazandı. Onlar bize sporun "ahlaklı" insanların işi olduğunu hatırlattılar. Sağolsunlar.