YİD'le ilgili kanun teklifine dikkat

Öncelikle bir konuya açıklık getireyim. Çağdaş demokrasilerde halkın iradesinin en üst düzeyde temsil edildiği yer parlamentodur. Bu bağlamda tüm fikirlerin en geniş şekilde tartışılması, çıkarılacak kanunların ülke çıkarlarına ne kadar uygun olacağının belirlenmesinde parlamenterlerin iradesi belirleyicidir.
Böyle bir giriş yapmamın nedeni, bir grup AKP milletvekilinin TBMM Başkanlığı'na verdikleri bir kanun teklifi. Teklif, Yap-işlet-Devret (YİD) yatırımlarına yeni düzenlemeler getirmeyi amaçlıyor.
18 Haziran 2011 tarihinde yazdığım gibi, YİD'in kapsamı çok genişletildi. Basında çıkan haberlere göre otoyol, köprü ve hastane projelerinin toplamı 35 milyar dolardan fazla. Dolayısıyla bu konuda alınacak her kararın önemi büyük.

KDV İSTİSNASI VE ÖRTÜLÜ GARANTİ
Söz konusu teklifin ilk maddesi KDV istisnası getirilmesini öneriyor. Amaç yatırım maliyetlerinin azaltılması. Uygulamadan vergi gelirleri etkilenir. Yatırım projelerinin önemini dikkate alarak, buradan alınamayacak geliri başka alanlardan tahsil etmek bir politik tercihtir.
Ama bir başka madde var ki... Bu maddeye göre, YİD projelerinde mücbir sebeplerle sözleşme feshedilirse, Hazine işi yapan şirketin aldığı dış borçları üstelenebilecek.
Konuyu örnekle açmaya çalışayım. Varsayalım ki, ulaştırma veya sağlık sektöründe bir YİD yatırımı için ilgili kurum ihale yaptı. Otoyol, köprü geçişinde yıllık araç veya hastaneye gelecek hasta sayısına bir ücret üzerinden garanti verdi. Ama garanti edilen kadar araç geçmedi veya hasta gelmedi, dolayısıyla gelirler yeterli olmadı. Kredilerini ödemekte zorlanan şirket, garanti edilen gelirlerin yükseltilmesini ya da işletmenin kamu tarafından zamanından önce devralınmasını istedi.
Eminim ki, kimsenin gönlü, yeni teknoloji getiren böylesi büyük altyapı yatırımlarının yarım kalmasına razı olamaz. "Bu hesaplar baştan doğru yapılsaydı, artık gelinen aşamada bir çözüm bularak işin kamu eliyle sürdürülmesi gerekir" diyenler çok taraftar bulurlar.

ÖZEL ŞİRKETİN DIŞ BORÇLARINI HAZİNE ÜSTLENSE NE OLUR?
Yatırım kamuya geçince alınan borçlar ne olacak? İşte işin özü de burada zaten. Teklif yasalaşırsa, Türkiye'de ilk defa özel sektörün dış borçlarına üstü örtülü Hazine garantisi verilmiş olacak. Hatırlatmakta yarar var. Bugün için Hazine, özel sektörün ne iç ne de dış borçlarına açık veya kapalı garanti vermiyor.
Şöyle bir soru aklınıza gelebilir: Eylül 2011 tarihi itibarıyla özel sektörün 204 milyar dolarlık dış borcu var. Geri ödeme sorunu çıksa devlet yardımcı olmayacak mı? Hazine garantisi olmadığı için yasal olarak bir zorunluluğu yok. Ülkeyi ilgilendiren genel bir sorun olmadıkça, şirket bazındaki borçlarla ilgilenmez. Örtülü de olsa özel sektörün dış borçlarına garanti verilirse, bu en azından kamuyla iş yapan şirketlerde ve onlara kredi veren yabancı bankalarda, borçların kamu tarafından ödeneceği yönünde haklı bir beklenti yaratacaktır.
Böylesi bir durumda ülke riski değerlendirmeleri yapanlar Hazine kayıtlarında borç olarak görünmeyen bu kredileri de belli bir oranda risk hesabına katacaklardır. O zaman kamu borcu sürdürülebilirliği hesapları yapılırken bu krediler de dikkate alınacaktır. Zaten cari açık sorunu olan ülkenin kredi notu olumsuz etkilenecektir.
Sanırım, bu tür olasılıkların farkında olan hükümet bir tasarı hazırlayıp TBMM'ye göndermemiş. Teklif yasalaşırsa "Yüce Meclis'in iradesine karşı gelinemez" denecek. Doğrudur. Yüce Meclis, gerekirse savaş kararı bile alabilir. Ülkenin geleceği için kaçınılmazsa kimsenin bir diyeceği olamaz.
Ama bu yasa teklifi, üzerinde defalarca düşünülmesi gereken bir konuya yönelik. Olumsuzlukları yararlarından çok fazla olacaktır. Hatırlatması bizden...


Hakan Özyıldız - 07.03.2012
Toplam Ziyaretçi: 15456