Bireysel emeklilik sisteminin önemi
Klasik Bismarkyan sosyal güvenlik sistemlerinde emekliliği devlet garanti eder. Türkiye’de de bu sistem esastır. Buna karşılık Anglo-Sakson ekonomilerde kişiler emeklilikleri için devletten sınırlı katkı alırlar. Özel olsun kamu olsun, çalıştıkları yerde işveren ve çalışan beraber bir fonda para biriktirir. Emekli, kendi adına biriken parasını, emekli olurken toptan veya aylık olarak alır. Basit şekliyle bireysel emeklilik sistemi budur. Ancak erken emeklilik ve yaşlı nüfusun (emeklilerin) çoğalması dünyada emeklilik sistemlerinin açıklarını olumsuz etkiledi, bütçeye olan yükleri büyüdü.
TÜRKİYE
Türkiye’de emeklilik sisteminin sorunlarının ilk ortaya çıktığı dönem 1990’lı yılların başıdır. Sorun “1994 krizi”nde masaya yatırılmış, ancak erken önlem alma şansı kaçırılmıştır. Bununla beraber, başta Hazine’dekiler olmak üzere, ekonomi teknisyenleri çözüm seçenekleri üzerinde çalışmaya başladılar. Türkiye’nin ilk aktüeryal ekonometrik modeli o dönemde yapıldı. Kamuda, modern anlamda ilk aktüerler son 20 yılda yetişmeye başladı.
2001 Reformları birçok yapısal değişimin yanı sıra bireysel emeklilik sistemini de Türkiye’ye tanıştırdı. Hazine Sigortacılık Genel Müdürlüğü’ndeki arkadaşların gayretiyle bireysel emeklilik sistemi çalışmaya başladı. Bugün 2.7 milyondan fazla insan 15.6 milyar lira kadar birikimini sistemde saklıyor. Bazı ufak tefek sorunları olsa da sistem kendini ispat etmiş durumda.
Yetkililer yeni teşviklerden bahsediyorlar. İçeriği, yeni vergi teşviklerinin uygulanması, gelecek açısından önemli.
DÜNYA
Dünyada bireysel emeklilik sistemleri yükselen ekonomilerde de yaygınlaşıyor. ABD, İngiltere’den Hong Kong, Macaristan’a kadar birçok ülkede sistem uygulanıyor.
Bireysel emeklilik fonlarının yönettiği varlıkların toplamı 2001 yılında 16 trilyon dolar iken 2011 yılı itibarıyla 30 trilyon doları geçti. Dünya hasılasının yarısı kadar çok uzun vadeli kaynak, kredi telep edenlerin, hisse senedi piyasalarının ve kamu borç yöneticilerinin emrine amade. Dikkati çeken bir gelişme, ABD ve İngiltere’de toplam kaynakların yarısı hisse senedi piyasalarına yatırılıyor. Japonya ise kamu borç senetlerine yatırımı teşvik ediyor.
Ancak sanayileşmiş ülkelerdeki yaşlı nüfus ve ömür beklentisindeki artışla beraber gelişen sağlık hizmetleri, çalışanların emekli olduktan sonra tahmin edilenden daha uzun yaşamalarını sağladı. Buna bir de toplanan paraların yatırıldığı piyasalardaki reel getirilerin düşüklüğü eklenince, o ülkelerdeki sistemlerin açıkları büyüdü.
Uzmanlar 11 ülke için, 1998 yılında 100 birim olan bireysel emeklilik sistemi varlık ve yükümlüklerinin gelişimini hesaplamışlar. Sonuç pek içi açıcı değil. 2011 sonunda varlıklar 155 birim artarken, yükümlülükler ise 207 birim büyümüş. Yükümlülükler bir kat fazla. Açık, devasa.
Başta Amerika ve İngiltere’dekiler olmak üzere birçok şirketin emekli sandıkları bu açıkları nasıl kapatacaklarını araştırıyorlar. Uzmanlar bu açık, merkezi bütçeye taşınırsa kamu dengeleri ne olur ona bakıyorlar.
Bireysel emeklilik fonlarını yönetenlerin borsalara yatırım yapmalarının arkasındaki neden de bu açıklar. Sabit getirili enstrümanlar yerine değişken ve getirisi yüksek piyasalar tercih ediliyor. Ama sadece Wall Street, Londra derde deva olamaya yetmeyince en küçük Afrika ülkesine bile borsa kuruluşu teşvik ediliyor.
Buna karşılık, Türkiye’deki sistemin en büyük şansı gönüllülüğü esas alması. Devletin sağladığı emekliliğe ek olarak düzenlenmesi. İkili emeklilik sisteminin varlığı, özel bireysel emekliliğin geleceği için olumlu. Yükün çoğu kamunun sırtında. Devlet teşvik ettikçe, iyi denetledikçe daha da gelişecek ve katılımcılarına ek yarar sağlayacak.
Hakan Özyıldız - 17.03.2012