2010 Bütçesi ve kaçan fırsatlar: cari açık, borç stoku ve benzin fiyatları
Kısa vadeli bakınca, bütçe açığı rakamları Orta Vadeli Programda açıklanandan daha iyi olduğu için olumlu. Gelirler beklenenden fazla, harcamalar daha az. Ancak, bütçe açık verileri Küresel Kriz önesi dönemle karlaştırılınca, sıkıntıların kısmen devam ettiği anlaşılıyor. Yine de Merkez Bankası faizleri indirmeye devam ettiği sürece, bütçe piyasalar açısından sorun olmaz.
Bütçeyi maliye politikası açısından ele alırsak...
GELİR VE HARCAMALAR
Bütçe gelirlerindeki iyileşmenin arkasındaki ana neden, orijinal bütçenin büyüme varsayımı. Bütçede yüzde 3 olan 2010 yılı büyümesinin yüzde 8 civarında olacağı tahmin ediliyor.
Doğal olarak bu fark nedeniyle artan harcamalardan ve ithalattan alınan KDV ve ÖTV gelirleri de tahminlerden çok iyi. Buna kamu bankalarının ve Merkez Bankası’nın karlarından gelen farkı da ekleyin. Yanı sıra bütçenin fiktif kalemlerinden olan, nakit girişi sağlamayan, faiz gelirleri de beklenenden iyi performans göstermiş.
Bunca olumlu gelişmeyi, özelleştirme gelirleri biraz bozmuş. Bütçeye beklenenden 7,3 milyar lira daha az gelir gelmiş. Gelir vergisinin performansı da tahminlerden kötü. Ancak bu kalemlerden oluşan açığı kurumlar vergisi, para cezaları, alınan harçlar ve özel bütçeli idarelerin gelirlerinden elde edilen fazla tahsilatlar kapatmış.
Bütçenin harcamalarına anayasal açıdan bakınca, çok tartışılması gereken bir durum göze çarpıyor. Faiz dışı harcamalar, Meclis’ten alınan yetkiden 15 milyar lira fazla. Hadi bu harcamaların bir kısmını faiz harcamallarında sağlanan 8,5 milyar liralık tasarruftan yapıldığını düşünelim. Ama yine de kalan kısım için TBMM’den izin alınmadan, ödenek üstü harcama yapılmasının, normal demokratik geleneklerle bir ilişkisi yok. Şimdi Sayıştay’ın değerlendirmesini merak ediyorum. Bakalım kime, ne ceza verecekler?
Harcama artışlarının en çoğu yatırımlara. Sonra mal ve hizmet alımları ile mahalli idarelere yapılan transferler geliyor. Yaklaşan seçimler nedeniyle tahminlerden iyi gelen bütün para, bol bol harcanmış.
KAÇAN FIRSATLAR
Kamu otoriteleri son bir kaç aydır Avrupa’daki risklere, cari açığa ve sıcak paraya dikkat çekmeye çalışmıyorlar. Merkez Bankası’da bu amaçla bir dizi karar aldı.
Anlaşılan o ki, maliye politikasını yürütenler için cari açık sorunu yok. Düşünsenize toplam yıllık bütçe açığının yüzde 41’i Aralık ayında oluşmuş. Harcamalarda tarihi rekor kırılmış. Bütçe dengesinin tahminlerden daha kötü olmayacağı anlaşılınca seçim harcamalarına gaz verilmiş. Böylelikle cari açığı ve sıcak para girişine ortam sağlanmış. Kamunun tasarruf etme şartları doğmuşken, fırsat kaçmış.
Kaçan diğer fırsat kamu borçlarında. Tahminden fazla gelen gelirler ile faiz harcamalarından sağlanan para saklansaydı... Yanı sıra Anayasal kurallara uyulup ödenek üstü harcama yapılmasaydı... Tasarruf edilen paralarla borçlar azaltılabilirdi.
Basit hesap, 2010 yılında devletin borç stokunun 25 milyar lira civarında artacağını gösteriyor. Gelir artışının 17 milyar lira, faiz tasarrufunun da 8,5 milyar lira olduğunu göz önüne alırsanız eşitliği sağlamış olursunuz.
Üçüncü kaçan fırsat ise benzin fiyatlarında. Şartlar sonucu oluşan tasarruf edilen kaynak 2011 yılında, petrol ve doğal gaz ürünlerinden alınan ÖTV’nin azaltılması için kullanılabilirdi. Böylelikle gittikçe pahalılaşan petrol fiyatlarının, enflasyona baskısı kısmen azaltılabilirdi.
Görünen o ki, ülkenin makus talihi bir kez daha kendini göstermiş. Seçimler ve popülizm, ekonomik doğruların önüne geçmiş. Halbuki, böylesine olumlu rakamlar sayesinde, bütçe yapısal olarak daha sağlıklı hale getirilebilir ve olası ekonomik risklerin azaltılmasına yardımcı olabilirdi.
Hakan Özyıldız - 19.01.2011