Domuzların (PIGS) ikisi kaldı
Kısaltma kullanmak daha çok Amerikalıların âdetidir. Onların etkisiyle İngilizce'de çok yaygın olarak kullanılmaktadır.
2008 Krizi'nden sonra Avrupa'daki sorunlu ülkelere de, kısaltmalardan oluşan isimler takıldı. Bölgenin en sorunlu ekonomileri; Portekiz, İrlanda, Yunanistan (Greece) ve İspanya (Spain), İngilizce baş harflerinden oluşturulan, İngilizcede domuzun çoğulu anlamına gelen, PIGS olarak adlandırılmaya başlandı. Hatırlamakta yarar var, domuz Hıristiyanlar için çok sevimli bir hayvandır.
SORUN OLDUKÇA BÜYÜK
Dünyada Küresel Kriz'in ilk etkilerinin bankacılıkta görüldüğünü biliyoruz. Benzeri sorun İrlanda için de geçerli. Yaklaşık 160 milyar Euro'luk büyüklüğü olan ekonomide, bankalar Euro Bölgesi'nde şirketlerine ve hanehalklarına 613 milyar Euro kredi vermişler. Bu miktar İrlanda GSYH'nın yüzde 390'ına tekabül ediyor. Kredilerin 114 milyar Euro'luk bölümü gayrimenkul kredisi olarak kullandırılmış.
İlginç olan diğer bir veri; İrlanda finansal sektörü, geçen ay sonu itibarıyla 130 milyar Euroluk Avrupa Merkez Bankası (AMB) kaynağı kullanıyor.
Şimdi bu paraların geri ödenmesinde sorunlar yaşanıyor. Sorunlu görülen finansal sektörde banka sayısı da çok fazla değil. Ancak, Avrupa standartlarında küçük sayılabilecek bir ekonomide bankalar bu kadar büyük miktarda kredi dağıtınca, tahsilat zamanı gelince sorunlar da çok büyüyor. Özellikle ekonomi krize girince.
Bazı uluslararası yatırım bankalarınca yapılan hesaplamalara göre, İrlanda'nın en az 130 milyar Euroluk bir pakete ihtiyacı var. Banka zararlarının karşılanmasının yanı sıra yaklaşık 65 milyar Euro kadar bir kaynak 2011-13 yılları arasındaki kamu açıklarının ve borç sorunlarının çözümü için gerekiyormuş.
IMF+AB+AMB YARDIMI ÖNEMLİ
Bu kadar büyük sorunu çözmek için İrlanda bütçesinden kaynak bulmak imkânsız. Finansal sektöründe sorun bulunan bir ekonominin büyümesi, belki de yaşaması oldukça zor bir durum olduğunun farkında olan hükümet IMF+AB+AMB'dan oluşan üçlünün kaynakları için başvuruda bulundu.
Her zaman olduğu gibi bu üçlü, İrlanda hükümetinden sıkı bütçe önlemleri almasını istedi. İstenen önlemlerin başında vergilerin yükseltilmesinden, birçok harcama kaleminin azaltılmasına kadar bir madde var.
Ancak uygulaması çok kolay olmayacak gibi görünüyor. Bir örnek olarak kurumlar vergisine değinmekte yarar var. İrlanda doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekebilmek için kurumlar vergisi oranını yüzde 12.5 seviyesine düşürmüştü. AB ortalama oranından oldukça aşağıda.
Bu sayede birçok yatırımın İrlanda'ya yöneldiği bir gerçek. Bu oran değişirse birçok Amerikalı şirket yatırım kararlarını gözden geçireceklerini şimdiden ilan ettiler bile. İrlanda'nın başarı hikâyesinin arkasında bu yatırımların olduğunu düşünürsek, konunun ekonominin geleceği için ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Zaten bu gelişmelerin farkında olan koalisyon ortakları erken seçim kararı almak için harekete geçtiler. Koalisyonun küçük ortağı Yeşiller, Ocak 2011 'de seçim yapılmasını istiyorlar. Başbakan ise IMF+AB+AMB ile yapılacak ekonomik program için gerekli kararların gecikilmeden alınmasını ısrarla savunuyor.
Oldukça zor kararları gerektiren yeni program ivedilikle hayata geçirilmezse olayın önce Portekiz, sonra da İspanya'ya yayılmasından çok korkuluyor. Bence korkanlar haklı. Çünkü özellikle İspanya bir sorun yaşarsa Euro'nun geleceği ciddi olarak tartışılmaya başlanacaktır.
Bakmayın siz biz farklıyız diyenlere. Bu sarmala girilince işin sonu ne yazık ki, karakolda bitiyor.
Hakan Özyıldız - 24.11.2010