'Finans okur yazarlığına' bir katkı
SPK Başkanı Sayın Vedat Akgiray
"Türkiye'nin mevcut ekonomik büyüklüğü ile sermaye piyasalarının en az 500 milyar dolarlık bir büyümeyi daha kaldırabileceğini, sermaye piyasasında fon arzının sağlanabilmesi amacıyla toplumda bir sermaye piyasası kültürünün oluşması, diğer bir ifade ile "Finansal Okur Yazarlığın Artırılması" amacıyla çalışmalar yapılacağını" belirtmiş.
SPK ve İMKB'nin halka arz seferberliği konusunda son aylarda gösterdikleri çaba dikkat çekiyor. Sermayenin tabana yayılması açısından takdir edilecek bir çalışma.
Ancak, aynı zamanda çok titiz izlenmesi gereken bir faaliyet. Çünkü, halka arzlar bir yandan sermayenin halka yayılmasına yardımcı olurken aynı zamanda şirketlerin finansman ihtiyacını karşılıyor. Küçük yatırımcıların korunması amacıyla aşırı titiz olmak gerek.
Bu bağlamda benim asıl üzerinde durmak istediğim konu, sermaye piyasalarına gelen fonlar ve onlara ilişkin bazı gelişmeler.
DÜNYA VARLIK TOPLAMI
Dünyada yönetilen geleneksel varlık toplamı, 2009 sonu itibarıyla, 71 trilyon dolar
civarında. Bu toplamın 28 trilyon dolarlık bölümü emeklilik fonlarına ait. Sigorta şirketlerinin topladıkları primlerden oluşan varlıklar 20 trilyon dolar kadar. Kalanı "Mutual Fon"lara ait.
Dünyadaki geleneksel varlık fonlarının yarısı Amerikalı yatırımcılara ait. İngiliz, Japon, Fransız ve Almanların varlıklarının toplamdaki payı yüzde 30 kadar.
Bu fonların büyük bir kısmı sermaye piyalarında değerlendiriliyor. Amerikalılar emeklilik gelirlerini büyütebilmek için birikimlerinin yaklaşık yarısını, hisse senelerine yatırıyorlar. Diğer bir deyimle, toplam 18 trilyon dolarlık emeklilik fonu yatırımının, 8-9 trilyon dolarlık bölümü, çoğunluğu Amerika'da olmak üzere, borsalarda.
DAHA YÜKSEK GETİRİ GEREĞİ
Buna rağmen emeklilik fonlarının en büyük sorunu, varlıklarının yükümlülüklerini karşılamaması. Çünkü, başta Amerika olmak üzere, sanayileşmiş ülkelerde gittikçe yaşlanan nüfus büyük sorun. Bu arada, Anglo-Sakson ekonomilerde, Kıta Avrupası ve bizde olduğu gibi merkezi emeklilik sistemleri yok. Her kurumun, şirketin ayrı emeklilik fonları var. Her gün çoğalan emeklilere yapılan ödemeler artarken, fonlara yeni para girişi gerekenden az olduğu için açıklar büyüyor. Amerika ve İngiltere'de birçok kamu emeklilik fonu şu anda batık durumda.
Yanı sıra, son krizin etkisiyle 2008 yılında bu fonlar, yaklaşık 4 trilyon dolar para kaybettiler. Böylelikle zaten kötü olan fon dengeleri daha da bozuldu. Önceleri kaynaklarının büyük bir kısmını Hazine kâğıtlarına yatıran emeklilik fonları, faizlerin düşmesi nedeniyle oradaki gelirler düşünce, hisse senetlerine daha fazla yatırım yapmaya başladılar.
Açıkların hızla azalmasına yardımcı olabilmek için, başta FED olmak üzere merkez bankaları, piyasaları likiditeye boğarak varlık balonlarının, bu arada hisse senetleri fiyatlarının şişmesine destekçi oluyorlar.
Bununla beraber emeklilik fonlarının açıkları öylesine büyük ki, kendi ülkelerinde yeteri kadar yüksek gelir bulamayan fonlar, paralarının bir bölümünü, bizim gibi sıcak paradan rahatsız olmayan ülkelere yöneltiyorlar.
Gelen para İMKB'ye de giriyor. TC Merkez Bankası'nın yayımladığı Uluslararası Net Yatırım Pozisyonu verilerine göre, yurtdışında yerleşiklerin aldıkları hisse senedi toplamı 64 milyar doları geçmiş. Bazı uzmanlar İMKB'de işlem yapanların yüzde 70'inin bıyıklı, bıyıksız yabancılar olduğunu söylüyor.
Görünen o ki, bizim sermaye piyasamızda, şimdilik sermayenin yurtiçinde tabana yayılması amacına tam olarak ulaşılamamış. Ama İMKB Amerikalı emeklilerin zararlarının kapatılmasına katkı sağlıyor. Florida kıyılarında daha uzun tatil geçirmelerine yardımcı oluyor.
Hakan Özyıldız - 27.11.2010