Alman usulü ödeme

Geçen gün Financial Times Gazetesi'nde, İtalyan Maliye Bakanı ile Lüksemburg Başbakanı'nın Avrupa Borç Ajansı kurulması ve "Euro Tahvil" (E-bond) çıkarılması önerisine, Almanya Başbakanı Merkel in ret cevabını okuyunca aklıma geldi: Bilirsiniz, biz Türkler masada hesabı ödemek için birbirimizle herkesin ortasında tartışmayı bir meziyet sayarız. Eğer hesabı paylaşmayı düşünüyorsak "Alman usulü ödemeyi" öneririz. Konuyu daha iyi anlayabilmek için önce Bakanlar ne istiyordu ona değinmek gerek.
AVRUPA'DA İŞLER DÜZELMİYOR
Bu köşede defalarca değindim. Dünyada kamu borç sorunu öyle kolay çözülecek gibi görünmüyor. Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu dönemde, riskler daha çok dış kaynaklı göründüğü için ABD ve Avrupa'daki gelişmeleri dikkatli izlemek gerektiğini düşünüyorum. ABD'de çözüm arayışları devam ediyor. Cuma günü işsizlik rakamları kötü gelince FED Başkanı Bernanke, daha fazla tahvil alımı yapabileceklerini duyurdu. Para politikası araçlarıyla işsizlik sorununun çözülemeyeceğini en az bizim kadar bildiğine göre, daha fazla tahvil alarak ABD Hazinesi'ne yardımcı olmaktan başka bir amacı olamaz. Avrupa ya dönersek. İrlanda 85 milyar Euro luk yardım alarak şimdilik sorunlarına çözüm bulmuş gibi görünüyor. Ama ödediği yüksek faizi dikkate alırsanız işi hiç kolay değil.
Sırada kim var? Tartışmalarda ilk adı geçen Portekiz. Adının çıkmasının nedeni, Portekiz in kamu borcunun yüzde 85 i yabancılara ait, korkuyorlar. Kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 82. Buna şirketlerin ve hanehalkının borçları da eklenince toplam borcun milli gelire oranı yüzde 250'yi geçiyor. Yani borçlu olan sadece kamu değil. Özel sektörün borcu daha fazla.
Soru basit. Bu borçlar ödenebilir mi? Uzmanların yaptığı hesaba göre, gelecek yıl Portekiz de, sadece kamunun en az 51 milyar Euro luk kaynağa ihtiyacı var. Bu para milli gelirin yaklaşık yüzde 30'una karşılık geliyor. Bunun 24 milyar Euro luk kısmı bütçe açığı için, kalanı vadesi gelen borçların ödenmesi için. Yatırımcılar Portekiz kalıcı bir çözüm bulamazsa borç sorununun
İspanya'ya yayılacağından korkuyor. Çünkü, bazı çalışmalara göre, İspanya nın önümüzdeki iki yılda yaklaşık 635 milyar Euro luk kaynağa ihtiyacı olacakmış. Yanı sıra İtalya'nın gelecek yıl çevirmesi gereken borç miktarının da 300 milyar Euro nun üstünde olacağı söyleniyor. Şimdi bir de Belçika'nın borçları tartışılmaya başlandı.
PARA BASMAK YETMİYOR
Bu kadar büyük kaynağı tasarruflarla karşılamak kolay değil. Onun için IMF daha fazla kamu kaynağı ayrılmasını öneriyor. Bazı Euro bölgesi ülkeleri de Avrupa Merkez Bankası nın
(AMB) FED i takip etmesini, daha çok tahvil almasını istiyorlar. Ancak AMB bu konuda şimdiye kadar gösterdiği uyumlu yaklaşımı gösterme konusunda eskisi kadar istekli değil. Euro bölgesi ülkelerinin bir araya gelerek kalıcı bir çözüm bulunmasını istiyor. İtalyan ve Lüksemburglu bakanların önerisi de buna yönelik. Hesabı ortak ödeyelim diyorlar. Ancak yükün paylaşımına gelince, riski ekonomik güce göre paylaşalım demeye getiriyorlar. En büyük ekonomiye sahip olan Almanlar ise artık sıkıldılar. Herkes borcunu kendi ödesin demeye başladılar.
Çünkü, e-tahvil çıkarılırsa, şu anda en ucuza borçlanabilen Alman Hazinesi nin borçlanma maliyetleri, diğerlerinin risklerine de ortak olacağı için, yükselecek. Kısacası bu tür bir çözüm en büyük zararı onlara verecekti.
Olaya Türkiye açısından bakınca konu, ister istemez sıcak paraya geliyor. ABD ve Avrupa, kısa vadede sorunların çözümünü merkez bankalarına bıraktıklarına göre sıcak para daha da bollaşacak. Ancak hükümette, bu konuda şimdilik bir ortak görüş oluşturulamamış gibi görünüyor. Umarım ivedilikle anlaşma sağlanır ve sıcak paraya karşı akılcı önlemler alınabilir.


Hakan Özyıldız - 08.12.2010
Toplam Ziyaretçi: 15456