FED ne yapmaya çalışıyor?
ABD Merkez Bankası (FED), dünyada heyecanla beklenen kararını açıkladı. Önümüzdeki aylarda piyasaya 600 milyar dolar para verecek. Trilyonlarca dolar para basan FED, ne yapmaya çalışıyor?
Böylesine büyük parasal genişlemenin ABD ve dünya ekonomisine etkileri farklı olacak.
İÇERİYE ETKİSİ
Neden ayda 75 milyar dolarlık işlem yapılacak? Paranın hepsinin kısa sürede piyasaya sürülmemesinin, aylara bölünmesinin nedeni Amerikan Hazinesi’nin borçlanma sıkıntısı.
Biliyorsunuz son krizle bankaların, şirketlerin bilançolarında bulunan kötü varlıkları kamu üstlendi. Borcu çok büyüyen ABD Hazinesi’nin önümüzdeki dönemde her ay ek olarak 100 milyar dolar borçlanması gerekiyor.
Eğer FED 75 milyar dolarlık kamu kâğıdı almasaydı, kamu borçlanması zorlaşacak, belki de istediği kadar borçlanamayacaktı. ABD Hazine faizleri mutlaka yükselecekti.
Bu hiç istenen bir durum değil. Obama yönetimi ara seçimlerde ekonomideki sorunlar nedeniyle önemli bir seçim yenilgisi yaşadı. İşsizliğin kol gezdiği ekonomide büyüme istenildiği hızda değil. Şimdi bir de faizler yükselirse, işler daha kötüye gidebilir. Ekonomik durgunluk, politik karar almadaki zorluklar sonucu ikinci bir krize dönüşebilir.
İçeride ikinci önemli sorun, ABD emeklilik fonlarının açıkları. Bazı uzmanlar en sağlam emeklilik fonunun 15 yıl sonra yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini söylüyorlar. Açıkların kapanması için yıllık yüzde 8’den fazla gelir elde etmeleri lazım.
ABD piyasalarında bu kadar yüksek gelir sadece sermeye piyasalarında mümkün. Bir de ülke dışında, yükselen pazar ekonomilerinde.
FED piyasaya likidite vererek, kamu kâğıtlarının faizlerini düşük tutmanın yanı sıra sermaye piyasalarına daha çok para gitmesini ve böylelikle fiyatların yükselmesine yardımcı olmayı amaçlıyor. Yükselen varlık fiyatları, ellerindeki kaynağın yüzde 45’inden fazlasını hisse senetlerine yatıran emeklilik fonlarının açıklarının azalmasına yardımcı oluyor. Bu sayede şirketler de borsadan elde ettikleri fonlarla rahatlayıp, sermaye ihtiyaçlarını sağlamış oluyorlar. Bir tür “Alan memnun, satan memnun” durumu.
DIŞARIYA ETKİSİ
Fazla likiditenin en önemli etkilerinden birisi de doların değer kaybetmesi. FED değerini düşürdüğü doların ithalatı pahalılaştıracağını, ihracatı da ucuzlatacağını hesaplıyor. Bu sayede cari açık azalacak. Ancak daha da önemlisi artan ihracat, azalan ithalat sayesinde iç üretim artmayacak, işsizlik azalacak.
Ancak, birçok yükselen piyasa ekonomisi ülke, paralarının değerlenmesinden aşırı rahatsız. Brezilya, Tayvan gibi ülkelere en son G. Kore ve bir anlamda da Japonya katıldı. Bilinçli ve tecrübeli yöneticilere sahip ekonomiler, yaşadıkları kayıpları azaltmak için çeşitli önlemler uygulamaya koyuyorlar.
Ancak tek başına alınan tedbirlerin etkisi sınırlı olacak. Bu nedenle gelecek hafta G. Kore’de toplanacak olan G20 liderler zirvesinde alınacak kararlar çok önemli. Özellikle Çin ve ABD kur savaşı konusunda ortak bir görüşe ulaşmak zorundalar.
Tüm ülkeleri rahatlatacak bir anlaşma olmazsa, aşırı likidite dünyada enflasyona neden olacak. Doların ülkeye girişine sınır koyamayan ülkelerde, rezerv biriktiren merkez bankaları piyasaya daha çok para sürecekler. Bankalar bu sayede daha rahat ve ucuz kredi verme şartlarına kavuşacak. Borç alanlar tüketime yönelecek, enflasyon yükselmeye başlayacak.
Diğerleri gibi bu hikâyenin de bir sonu olacak. Enflasyon Amerikalıların rahatsız olduğu düzeylere çıkıp, işsizlik azalmaya başlayınca, FED piyasaya sürdüğü parayı geri çekmeye başlayacak. Varlık balonu patlayacak vs.
Ne olur, ne zaman diye sormayın. Ah bir bilebilsem...
Hakan Özyıldız - 06.11.2010