YİD projelerine Hazine garantisi verilmemeli

Haberlere göre, 3. Boğaz Köprüsü projesine Hazine garantisi istenmiş. Anlaşılan garanti verilmesi konusunda kamu kurumları arasında anlaşma sağlanamamış.

GARANTİ NEDEN İSTENİYOR?
Hazine garantisi uygulaması eski bir uygulama. Kamu kuruluşları yurtdışından borçlanmaları sırasında, borç verenler kurumların rakamlarına, mali durumuna çok fazla güvenmedikleri için Hazine garantisi olmazsa, genellikle borç vermiyorlar. Belediyelerin ve KİT’lerin finansal tablolarının güvenilirliği kreditörler için önemli. Bazen borç verilebilir de. Ancak bir garantör olmazsa, riskler büyüyeceği için alınan borç daha pahalılaşıyor. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir konu var. Hazine garantiyi sadece kamu kurumlarının dış borçları için verir. İç borçlarına garanti veremez. KİT’lerin sahibi olması nedeniyle onların borçlarına garanti vermesi anlaşılır bir durum. Eğer bir KİT yatırım projesi için borçlanırken garanti olmaması durumunda daha pahalı kredi alacaksa bu devletin, dolayısıyla Hazine’nin zararınadır. Aynı durum belediyeler için de geçerlidir. Eğer yatırım DPT tarafından uygun görülür ve ülke yararına olduğu genel kabul görürse, merkezi idare tarafından desteklenmesi yararlı olacaktır. Örneğin İstanbul, Ankara, İzmir gibi kentlerin toplu taşıma yatırımları sadece o kente değil, ülke ekonomisine de önemli katkılar sağlayacağı için bu projelere destek olmak gerekir.

YASA ÖZEL SEKTÖRE GARANTİ VERİLMESİNE ENGEL
2001 krizinden önce Hazine garantisi almak için, DPT uygun görüşüne, Hazine’nin bağlı olduğu bakanın vereceği onay yeterli oluyordu. Bu nedenle zaman zaman siyasi tercihler, ekonomik ve teknik tercihlerin önüne geçebiliyordu. Bugün dünyada övgüyle bahsedilen 2001 reformlarından birisi, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’dur. Anılan yasa ile Hazine garantisi konusuna iki ana ilke getirildi. İlki özel sektörün dış ve iç borçlarına hiçbir şekilde geri ödeme garantisi verilemiyor. İkincisi garanti verme prosedüründe son yetkinin Bakanlar Kurulu’na verilmesidir. Bakanlar Kurulu Kararları Resmi Gazete’de yayımlandığı için, böylelikle bir taraftan siyasi karar alma süreci oldukça genişletilmiş diğer taraftan da Resmi Gazete aracılığıyla kamuoyunun bilgilendirilmesi sağlanmıştır. Olaya bu bağlamda bakınca, bir finansman modeli olan Yapİşlet- Devret (YİD) projelerine garanti verilmesi tartışmalı bir konudur. Devlet kendi borçlanmasını azaltmak ve/veya borçlanılan kaynakları başka alanlarda kullanabilmek için bu modeli kullanabilir. Modelin en büyük özelliği, kamunun kısıtları nedeniyle özel sektörün devreye girmesidir. Eğer özel sektör Hazine garantisi olmadan bu kadar büyük tutarda finansman bulamıyorsa, o zaman bırakalım yatırımı kamu yapsın. Ancak, garanti finansman için değil köprüden geçecek araç sayısı için isteniyorsa durum biraz değişiyor. Şirketler böylesi büyük yatırım projeleri için varlık ipoteği vererek kredi bulamazlar. Çünkü bir şirketin 5- 6 milyar dolarlık mal varlığının olması çok ender bir durumdur. Olsa bile tek bir proje için tüm malını teminat göstermesi büyük bir risktir. Bu nedenle bu tür büyük projelere yatırım yapmak isteyen şirketler bankalara detaylı nakit akım tahminleri verirler. Bu tahminler yapılırken fiyat, faiz ve kur gibi makro değişkenler esas alınarak 5-10 yıllık para hareketleri tahmin edilmeye çalışılır. En yetkin kamu kurumlarının bile üç yıldan fazlası için tahmin yapamadığı bir ekonomide, şirketlerden on yıllık tahminler beklemek haksızlık olur. O zaman garanti verilmeli diyebilirsiniz. Biraz değişik bir açıdan bakalım. Korkarım, kâr garantisi verilmeden başarılamayan projeler için bu yöntem birilerini kamu eliyle zengin etmek anlamında yorumlanabilir. O zaman bırakalım bazı yatırımları, kaynağı olunca kamu kendisi yapsın.


Hakan Özyıldız - 10.10.2010
Toplam Ziyaretçi: 15456