İhracatçılar dikkat kamu borç stoku kur artışına duyarlı

Son günlerde, değerli TL,  oldukça geniş bir kesimde tartışılmaya başlandı. Sorun
sadece dış ticareti değil, kamu borç stoku dahil, ekonomide birçok konuyu
etkiliyor. Kamu borç sorunu artık uluslararası bir sorun olma yönünde hızla ilerliyor. Kriz sırasında finansal sektördeki batışlardan korkanlar, şimdi ne olacak bu kamu borçlarının hali diye kara kara düşünüyorlar. Konu Avrupa’da öylesine önemli
hale geldi ki, eğer borçlar ödenemez hale gelirse nasıl yeniden yapılandırılabilir diye
seçenekleri tartışmaya başladılar.

KAMU BORÇLARI ARTIYOR
Böylesi bir ortamda bizim kamu borçlarımıza göz atmakta yarar var. Devletin borcu 2002 yılı sonundan bu yana 216 milyar lira, yaklaşık yüzde 90 oranında artmış.
2010 yılının ilk altı ayındaki değişime bakınca, kriz ortamına rağmen artış çok fazla değil. Sadece 17 milyar lira, yüzde 3.6’lık sınırlı bir büyüme var. Henüz veriler
yayımlanmadı ama aynı dönemdeki ekonomik büyüme, büyük bir olasılıkla bu orandan daha fazla olacak. Bu bağlamda borçlanmadaki sınırlı artış, kabul edilebilir bir düzeylerde. Yanı sıra, stokun vadesi uzamış, maliyeti azalmış. Olumlu bir gelişme. 2010 yılının ilk yarısında yapılan dış borç ödemeleri ile alınan dış borçlar hemen hemen birbirine eşit olduğu için, kamunun dış borç stokunda büyük bir
değişiklik yok. Buna karşılık iç borçlar büyümüş. İç borçlanma nedeniyle Hazine’den
alacaklı olanların çoğunluğu bankalar. Toplam iç borcun yüzde 27’si kamu, yüzde 30’u özel, yüzde 5’i yabancı bankalarda. Sonra yüzde 17.5’lik payla şirketler
geliyor. Hanehalkı, önceki yıllarla karşılaştırıldığında kamu kâğıdından çıkmış görünüyor. Yabancıların iç borç enstrümanlarına ilgisi devam ediyor. Kamu
borç kâğıtlarının toplamın yüzde 11’i onlarda.

KUR VE FAİZ DEĞİŞİRSE
Bununla beraber, stokun yapısındaki bazı hususlara da  dikkat etmekte
yarar var. Aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi, yıllar itibarıyla bakıldığında dövizli borçlanmalar azalıyor. Dış borç almak yerine, içeriden borçlanma yapılmış.
Yıllar itibarıyla bakıldığında, önceleri döviz ağırlıklı olan stok, daha sonra TL kâğıtlara kaymış. Dışarıda faizler yerlerde sürünmeye başlayınca, Hazine
borçlanmasını istendiği kadar azaltamadığı ve vadeyi uzatmaya çalıştığı için, uzun vadeli ve ucuz döviz fonlarından yararlanmaya başlamış. Diğer bir  aklaşımla,değerli TL, Hazine’ye de yaramış. Merkez Bankası için ithal enflasyon açısından yarar sağlayan değerli kur, kamu borçlanması için döviz  yerine, çoğunlukla ucuz döviz kaynaklarından fonlanan TL borçlanma kaynaklarını artırmış. Ancak, şimdi dikkat
edilmesi gereken bir şey var. Kısa dönemde beklenmemekle beraber, eğer kur ve faizde hızlı bir hareket olursa, kamu borç stokumuz bir yıldan kısa bir sürede yükselişe geçecektir. Çünkü, iç borçların yüzde 80’i, faizi  bir yıl içinde değişecek
kâğıtlardan oluşuyor. Şimdilik rahatız.  Ama bu durum ihracatçılarımızın
beklentileri açısından bir engel. Eğer TL fazla değer kaybetmeye başlarsa, kamu borcu stoku büyüyecek. Artan kamu borcunu her zaman dar ve sabit gelirliler ödeyeceği için, bir taraf rahatlarken, toplumun büyük bir kesimine yük gelecek.
Sakalla bıyık meselesi. İşte bu ve benzeri nedenlerle, aşırı değerli yerli para sadece dış ticaret sorunu değil. Önerisi olanlar, geniş düşünerek soruna yaklaşmazlarsa,
sağlıklı ve kalıcı çözüme ulaşamazlar.


Hakan Özyıldız - 07.08.2010
Toplam Ziyaretçi: 15456