İstihdam verilerine dikkatle bakınca

En son açıklanan veriler işsizlikte azalma olduğunu gösteriyor.

İşsizlik azalınca sevinmemek elde değil. Düşünsenize bir çok insanın hayata bakışı, umutları, hayalleri değişiyor.

Ancak, olaya biraz daha dikkatle ve uzun vadeli bakınca, son krizin istihdama etkisini araştıranlar oldukça ilginç sonuçlara ulaşıyor. Nisan 2005 – Nisan 2008 arası kriz öncesi dönem ile, Nisan 2008 – Nisan 2010 arası kriz sonrası döneme ilişkin TÜİK rakamlarını esas alarak yapılan karşılaştırmaların sonuçları aşağıda özetleniyor:

* Kriz öncesinde ekonomide 1.229 bin kişilik istihdam artışı sağlanmışken, kriz sonrası dönemdeki artış 1.273 bin kişi olmuş.
* Kriz öncesi dönemde tarım istihdamı 310 bin kişi azalırken, tarım dışı istihdam 1.540 bin kişi artış göstermiş. Bu dönemde ücretsiz aile işçisi ve kendi hesabına çalışan sayısında azalış gözlenirken, kayıtlı ve düzenli istihdam daha ağırlıklı olduğu ücretli ve işveren olarak çalışan kişi sayısı 1.886 bin kişi artmış.
* Kriz sonrası dönemde,tarım sektöründe istihdam 560 bin kişi artmış ve toplam istihdam artışının yüzde 44’ü tarım sektöründe gerçekleşmiş. Bu bağlamda, 2010 yılı ilk çeyreğindeki tarım sektöründeki küçülmeye karşılık tarımsal istihdamdaki artış dikkat çekiyor.
* İki dönem arasında en belirgin farklılık kadın istihdamında gözlenmiş.Kriz süresince kadınların işgücüne katılımı ve işsizlik oranlarında yükselme gözlenmiş. Kriz öncesi dönemde toplam istihdam artışının yüzde 39.5’i kadın istihdamından sağlanırken, bu orana kriz sonrası dönemde yüzde 61.1’e yükselmiş. Kadın istihdamındaki oranlar tarım dışı istihdam artışında yüzde 35.8 ve yüzde 65.9 olarak gerçekleşmiş.
* Mevsim etkilerinden arındırılmış sayılar incelendiğinde, Nisan 2010 tarihi itibariyle, işsiz sayısı halen kriz öncesi dönemin üstünde görünüyor.
* Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH), sanayi üretimi ve dış ticaret verileri ile istihdam rakamları karşılaştırılması yapıldığında, krizin istihdam hacmini sınırlı etkilediği ve istihdam hacminin krizde en hızlı toparlanan gösterge olduğu sonucu çıkıyor. Bu bağlamda, Nisan 2010 dönemi istihdam oranı yüzde 43.1 ile tarihsel olarak en yüksek seviyesine çıkıyor. Diğer bir deyimle, TÜİK’in mevsim etkilerinden arındırılmış toplam istihdam serisi, kriz döneminde ekonominin istihdam yaratma konusunda bir sıkıntısı olmadığı anlamına geliyor.
* Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış 1988 fiyatlarıyla GSYH serisi ile mevsim etkisinden arındırılmış toplam istihdam verisi karşılaştırıldığında, iki veri arasındaki tutarsızlık daha belirginleşmektedir.GSYH serisi incelendiğinde,krizin etkisinin daha derin olduğu, ekonominin 2009 yılı ikinci çeyreğinden itibaren canlanmasına karşın 2010 yılı ilk çeyreğinde GSYH’nın geldiği seviyenin halen kriz öncesi dönemin altında kaldığı görülüyor. Bununla beraber istihdam verileri, istahdam hacminin 2009 yılın üçüncü çeyreğinde kriz öncesi dönemi yakaladığını ve bu tarihten sonra hızlı bir aartış eğilimine girerek, kriz öncesi dönemi aştığını gösteriyor.
* Dikkat çeken diğer bir husus, kriz döneminde toplam istihdamdaki artış, ağırlıklı olarak verimi düşük, ücretsiz aile işçisi ve kendi hesabına çalışanlar sayısındaki artıştan kaynaklanıyor.
* Kriz döneminde istihdam artışının yüzde 48’i, çalışma türü ve süresi düzensiz olan, ücretsiz aile işçisi ve kendi hesabına çalışanların sayısındaki artıştan kaynaklanmış.

Bu bulgulara bakınca ekonominin en önemli sorunlarından birisi olan kayıtdışılığa isyan etmemek elde değil.  Bu kadar büyük bir ekonomide kayıtdışılık yüksek olunca, yapılan anketlerin sonuçları da, uzun vadede çok sağlıklı olmuyor.

Ancak daha da kötüsü, bu dünyada yapay cennette yaşayanların, öbür dünyada da cennete gideceklerine kendilerini inandırmaları.


Hakan Özyıldız - 20.07.2010
Toplam Ziyaretçi: 15456