Ekonomik büyüme en kısa zamanda başlamak zorunda

Ekonominin büyümesi gerektiğini herkes kabul eder. İnsan tüketmediği sürece yaşayamadığı için üretmek zorunda. Üretim ekonomik büyüme demektir. Tekrarlamaya gerek yok. Bunlar çok bilinen genel kabul görmüş görüşler.
Bir haftadır Ankara dışındayım. Çeşitli nedenlerle esnafla ve küçük işletme sahipleriyle görüşmelerim oldu. Kriz tüm dünyayı olduğu gibi, çeşitli düzeylerde, onları da etkilemiş. Oldukça ilginç krizle mücadele deneyimleri dinledim. Bir kaçını sizlerle paylaşmak isterim.
KREDİ KARTLARI İLE YAŞAMA MÜCADELE
Kredi kartı kullanmada dünyadaki örneklerden çok farklı yaklaşımları, deneyimleri olan bir ülkede yaşıyoruz. Bütün uyarılara ve söylemlere rağmen kartlarla sağlanan ayrıcalığın sadece nakit para taşımamak olduğunu bir türlü kabullenemedik. Çoğumuz için kartlar ödeme aracı değil, bir kredi alma aracı haline geldi.
Anlatılanlara göre, kriz döneminde örneği çoğalan bir gelişme yaşanmış.  Bazı küçük işletme sahipleri aldıkları ticari kredileri ödeyemeyince, çalışanlarının ve yakınlarının kredi kartlarını kullanarak, taksitlerini ödemeye başlamışlar. İşletmelerinin yaşaması için yeniden kredisi alamadıkları için böylesi bir yola başvurmuşlar. Çalışanlarını bu uygulamaya ikna ederken de işletmeyi kapatmaktan ve işsiz kalmaları olasılığından öne sürmüşler.
Aslında çok tehlikeli bir gelişme. Çünkü bütün varsayımları ekonominin 2010 başından itibaren ivme kazanacağı ve büyümenin hızlanacağı yönünde. Büyüyen ekonomik ortamda işletme sahipleri de ürettikleri mal ve hizmetlerin satışlarının artacağını düşünüyorlar.  Artan satışlar sayesinde çalışanlarına borçlarını ödeyebileceklerini ve onların da kredi kartları borçlarını kapatacaklarını düşünüyorlar.
Ancak, beklentileri gerçekleşmez ve satışlar artmazsa durum pek iç açıcı değil. O zaman sadece işletmenin kapanması söz konusu olmayacak, yanı sıra işsiz ve borçlu olan çalışanları ortada bırakacaklar. Diğer bir deyimle işini, düzenli gelirini kaybedenler üstüne üstlük birde borçlu olacaklar. Sıkıntılı bir durum.
YENİDEN YAPILANDIRILAN KREDİLER
Çok duyduğum ikinci örnek, müşterisi ve güvenilirliği olan şirketlerin ticari kredilerinin kriz sırasında yeniden yapılandırıldığına ilişkin olaylar. Bankalar uzun ve sağlıklı ilişkileri olan güvenilir kredi müşterilerine yardımcı olabilmek için, kredileri yeniden yapılandırmışlar. Yeniden yapılandırma yapılırken genellikle ödemesiz bir dönem uygulaması yapmışlar. Yani bir süre için taksit almamışlar.
Ancak, bana aktarılanlara göre ödemesiz dönem için verilen süreler gelecek yılın ilk aylarında doluyor. Artık yeni bir erteleme yapmak bankalar için zor. Şirketlerden borç taksitlerini ödemelerini isteyecekler.
Şirketlere ödemesiz süre vermelerinin arkasında yatan mantık, yukarıdaki örnekle aynı. Ekonominin üç, dört ay sonra büyümeye başlamasıyla satışların artmasını bekliyorlar. Böylelikle, şirketlerin gelirleri artacak ve bankalara olan borçlarını kapatabilecekler.
BÜYÜME ERTELENİRSE
Dışarıda Avrupa ekonomisinin geç toparlaması,  içeride de harcanabilir gelirlerin arttırılamamasına bağlı olarak ekonomik büyüme yavaşlayabilir.  Böylesi bir ortamda önce şirketler kesiminde birbirini izleyen olumsuz haberler duyulabilir. Bu tür haberlerin fazlalığı ve büyüklüğü yukarıdaki örneklerin sayısına ve kredilerin büyüklüğüne bağlı.
Bu konuda en sağlıklı bilgiler BDDK ve Merkez Bankası’nda var. Bu güne kadar onlardan resmi bir uyarı gelmediğine göre, bana anlatılanlar sadece bölgeseldir. Veya birkaç çok konuşulan, dedikodusu yapılan olaydır.
Aksi doğru ise, reel sektörü, içinde bulunduğundan daha zor günler bekliyor demektir.

***
Not: Annemin vefatı dolayısıyla beni yalnız bırakmayan, arayan, mesaj ve çelenk gönderen tüm dostlarıma teşekkür ederim. Dostların varlığı acıları hafifletiyor. Sağolun.

 


Hakan Özyıldız - 14.11.2009
Toplam Ziyaretçi: 15456