IMF Programı umudu ve “Perişanlık” Endeksi

Yılın son günü piyasalar IMF haberleriyle coştu. 2010 yılı bütçesi dengelerini tutturabilmek için tedbirler yağmuru vardı. Bana eski güleri hatırlattı.
İşin en ilginç tarafı, piyasalarda en çok işlemi IMF’ye ihtiyacımız kalmadı diyen piyasa oyuncuları yaptı. Kurlar ve faizlerde öylesine hareketler yaşandı ki, bundan sonra, küçük bir olasılıkla da olsa, IMF ile anlaşma olmazsa finansal sektör oldukça etkilenir.
Ben bu düzenlemelerin bütçe hazırlanırken, IMF istekleri de dikkate alınarak, programlandığını düşünüyorum. Çünkü kamu dengelerine en büyük sorun gelir tarafında gözüküyordu. IMF’nin istekleri de daha çok gelir düzenlemesi ağırlıklı isteklerdi.
Son düzenlemelerle, bir taraftan açıkların büyümesini engelleyecek tedbirler alınırken, diğer taraftan da IMF Programının önü açılmış oldu.
Bununla beraber, üzerinde düşünülmesi gereken konu bir konu var: Yine tedbirlerin büyük çoğunluğu kamu tarafından yönetilen fiyatların ayarlamaları ve dolaylı vergi artırımı eksenli. Bu durum 2010 enflasyonunu olumsuz etkileyecek. Özellikle akaryakıt ve iletişimdeki fiyat artışlarının genel fiyat düzeyine negatif etkisi fazla olacaktır. Keşke bu ayarlamalar geçen Aralık ayının ortalarında yapılsaydı da, 2009 enflasyonuna etkili olsaydı.
“PERİŞANLIK” ENDEKSİ
Ama yine de, ister IMF Programı için, ister sadece bütçe dengesini sağlamlaştırmak için yapılsın, 2010 yılı için kamu açığını azaltmaya yönelik bu tür tedbirlere ihtiyaç vardı.
İktisatçılar arasında1960’lardan beri kullanılan, ekonominin içinde bulunduğu durum hakkında bir gösterge olarak kullanılan bir “misery” endeksi var. Adını Victor Hugo’nun meşhur romanı “Sefiller” den alır. Ben tercüme yaparken “sefillik endeksi” yerine, www.seslisozluk.com dan “perişanlık” seçeneğini tercih ettim. 
Bu endeks bugüne kadar enflasyon ve işsizlik oranları toplanarak hesaplanıyordu. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s son yaptığı bir değişiklikle, bütçe açıklarının krizin ekonomilerde yarattığı tahribatı daha iyi gösterdiğini ileri sürdü ve enflasyon oranını endeksten çıkardı. “Perişanlık endeksi”nde artık işsizlik oranı ve bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hâsılaya oranını kullanmaya başladı.
TÜRKİYE’DEKİ DURUM
Aşağıdaki grafik, Türkiye için, 2001 Krizinden bugüne kadar, “Perişanlık endeksi”nin gelişimi gösteriyor.
Veriler çok dikkat çekici. 2005 yılına kadar endeksi büyüten bütçe açığıymış. Alınan tedbirlerin etkisini göstermiş ve bütçe açıkları oldukça azalmış. Buna karşılık aynı dönemde işsizlikte çok fazla değişim göze çarpmıyor.
Ancak, 2007 seçimleri ve ardından 2008’de başlayan küresel kriz, önce işsizlik rakamlarını etkilemiş. Sonrasında da bütçe açığı büyümeye başlamış. Grafikteki 2009 ve 2010 rakamları bütçe ve Orta Vadeli Program verileri. Görüldüğü gibi 2002 ile 2009 yıllarında endeksin seviyesi aynı. 2001 ve 2008 Krizleri ülkemiz ekonomisindeki “perişanlığı” aynı düzeye çıkarmış. Ancak, son krizde endeksi büyüten, 2001 Krizindeki gibi bütçe açıkları değil, işsizlikte görülen hızlı artış.  
Bu bağlamda son alınan gelir arttırıcı tedbirler, kısmen de olsa, “Perişanlık endeksi”ndeki bozulmanın önüne geçecek. Diğer ekonomilerle karşılaştırıldığında en kötü düzeyinde olmayan bu seviyeyi koruyabilmek olumlu bir gelişme.
Bu ve benzeri göstergeler ile IMF’den alınacak kaynağın Hazine finansmanında kullanılması, finansal sektörün daha rahat kaynak bulmasına ve reel sektöre daha fazla kaynak ayırmasına yardımcı olacaktır.
Yeter ki bunun arkasından, dedikoduları ortalıkta dolaşan, yeni harcama arttırıcı tedbirler gelmesin. Çünkü öylesi bir durumda işin siyasi yanı tartışılacak ve erken seçim konusu daha fazla konuşulacaktır.


Hakan Özyıldız - 02.01.2010
Toplam Ziyaretçi: 15456