Dünyada varlık fiyatları balonu neden şişiyor?
Kriz konusundaki öngörüleriyle haklı bir şöhret edinen Prof. N. Roubini, varlık fiyatlarında tekrar şişmeye başlayan balona dikkat çekmiş. “Köpük ne kadar büyükse, izleyecek varlık çöküşü o kadar büyük olacak. FED ve diğer politika yapıcıları, yaratmakta oldukları dev köpükten habersiz görünüyorlar.” demiş.
Doğru bir saptama. FED ve diğer merkez bankaları krizden çıkış için ortalığI likiditeye boğdular. Şimdi aşırı likiditenin istenmeyen sonuçları yaşanıyor.
Burada bir soru sormak lazım: Merkez bankalarının yöneticileri ve diğer politika yapıcılar bu sonucu bilmiyorlar mıydı? Bilmemeleri beklenemez.
KÜRESEL FONLAR BÜYÜK ZARARDA
Ancak, deyim yerindeyse elleri kolları bağlı. Aşağıdaki tablo küresel fon yöneticilerinin 2007 ve 2008 yıllarında yönettikleri fonların büyüklüğünü gösteriyor. Rakamların büyüklüğüne dikkatinizi çekmek isterim. Türküye’nin milli geliri 700 milyar dolar, ABD’ninki ise 14 – 15 trilyon dolar civarında. Dünyada yönetilen fon toplamı, 2007’de 82 trilyon dolar iken, 2008’de 14 trilyon dolar zarar oluşmuş ve 68 trilyon dolara düşmüş. Kriz fonlarda bir ABD ekonomisi kadar büyüklüğü yok etmiş.
En fazla zarar emeklilik fonları ile “Mutual Fon”larda. “Mutual Fon”ların büyük bir bölümünü de emeklilik fonlarının kaynakları oluşturuyor. Anlayacağınız emeklilerin zararları çok büyük.
Küresel fonların yarısı ABD kaynaklı. Toplamda İngiltere yüzde 9, Japonya ve Fransa yüzde 6, Almanya yüzde 3 paya sahip. FED ve ABD hazinesinin bu derece agresif politika uygulamasının nedeni bu. En büyük zarar orada.
SERMAYE PİYASALARININ ETKİSİ
Emeklilik fonları ile “Mutual Fon”ların zararlarının böylesine zarar etmelerinin temel nedeni paralarının yarısından fazlasını borsalara yatırmaları. ABD emeklilik fonları, 2007 yılı sonu itibariyle kaynaklarının yüzde 57’sini hisse senedi piyasalarına yatırmışlar. Bu oran 2008 sonuda yüzde 50’nin altına düşmüş. Dow Jones ve diğer piyasalarda yaşanan her olumlu gelişme emeklilerin zararlarının azalmasına yardımcı oluyor.
Hisse senedi piyasalarında zarar eden fon yöneticileri artık kamu kağıdı piyasalarına ve bizim gibi gelişmekte olan ekonomilere para yatırıp zararlarının bir kısmını kapatmaya çalışıyorlar. Geçmiş krizlerden yapısal reformlar yaparak çıkan ekonomilerdeki getiriler, sanayileşmiş ekonomilere göre daha fazla. Sanayileşmiş ülkelere göre daha az riskli olduğu için, FED’den sıfıra yakın faizle dolar borçlanıp, Türkiye’de Hazine kağıdına yatırım yapmanın getirisi çok yüksek.
Dünyadaki kamu kağıtlarının, emptia fiyatlarının ve borsaların yükselmesinin arkasında bu gerçek yatıyor.
BİR ÖRNEK
Konuyu bir örnekle açayım. Yabancı bir fon yöneticisinin 19 Kasım 2008 tarinde, yani TC Merkez Bankası’nın faiz indirmeye başladığı günlerde, TRT181109 T16 kodlu kağıdı 81,450 liradan aldığını varsayalım. O tarihte 1 dolar = 1,6737 lira imiş. Aynı yabancı fon yöneticisinin stopaj ve diğer belirsizlikler nedeniyle 15 Ekim 2009 tarihinde elindeki kağıdı, o günkü piyasa değeri olan 99,362 liradan sattığını ve dolar aldığını düşünelim. O tarihte 1 dolar = 1,4395 lira. Bu kağıdı TL ile alan yüzde 22 getiri elde ederken, dolar bozdurup alan, faizin yanı sıra dolar kurunun düşmesi sayesinde elde edilen ek getiri sayesinde yüzde 40 gelir elde ediyor. Bu kadar getiriyi Amerika’da bulabilmesi mümkün değil.
Küresel fon yöneticileri kendi açılarından en mantıklı olanı yapıyorlar. Paralarını yönettikleri emeklilerin daha rahat etmeleri için çaba gösteriyorlar. İşlerini güzel yapıyorlar.
Peki biz ne yapıyoruz?
Hakan Özyıldız - 05.11.2009