Orta vadeli plan ve “zulalar”

 

Orta Vadeli Program (OVP) Mayıs ayı sonuna kadar hazırlamak ve kamuoyunun bilgisine sunulmak yasal zorunluluk. Ağustos ayı bitmek üzere herkes bir program bekliyor, ama yasa dışı durumu kimse sorgulamıyor. Beklentiler öylesine yüksek ki, bazıları iyi bir OVP yeterli, IMF programına gerek yok yorumları yapmaya başladı.


PROGRAMIN GEREĞİ


Orta vadeli programların çok basit, ama o kadar da önemli bir mantığı vardır. Yasa yapıcı, üç yıllık programların halka ve yatırımcıya açıklanmasını isteyerek, daha sağlıklı karar almalarına yardımcı olmayı amaçlar. Amaç sadece kısa vadeli portföy yatırımcısının kararlarını etkilemek değildir. Uzun vadeli, istihdam yaratacak yatırımların önünü açmaktır.


Bir fabrika, bir otel, bir liman yatırımı için inşaat ve diğer yatırımı bir kaç yıla yayıldığı için girişimcilerin orta vadeli persfektifle karar alabilmeleri çok önemli. Yatırımlar devam ederken ekonomideki dengeler aniden değişirse, zararlar artarsa, olacakları tahmin edebilirsiniz. Galatasaray’ın Seyrantepe Stadının inşaatında yaşananlar buna güzel bir örnektir. Bu nedenledir ki, hükümetlerin en temel görevi makro ekonomik istikrarı sağlamaktır. İstikrar olursa yatırım, yatırım olursa iş ve aş bulma olanağı bulunabilir.


OVP’IN KAYNAK SORUNU


Ekonomik programların en can alıcı yanı, güvenilir büyüme kaynaklarını ortaya koyabilmektir. Bir de bugün olduğu gibi kriz ortamından çıkma mücadelesi veriyorsanız ekonomide canlanmanın yöntemlerini inanılır dayanaklarıyla açıklamak gerekir.


Bizim ekonomimizin yüzde 75’i özel kesimin tüketim ve yatırım harcamalarına bağlı olduğuna göre; memur, işçiler, emekliler, çiftçiler harcamalarını daha fazla arttırmak için nereden gelir bulacaklar? Maaş ve ücretlerde enflasyon hedefinden daha fazla artış mı olacak?


Diğer taraftan, şirketler kesiminin geçen yıl kar etmediği İSO 1000 verilerinden anlaşılıyor. Borcu olan şirketler keseden yiyorlar. Kriz nedeniyle bu yıl gelirleri daha kötü olacak. O zaman gelecek yıl özel sektör yatırımlarını arttırmak için bazı tedbirler alınmasının gerekecek. Tedbir deyince ilk akla gelen şey kamu kaynağı oluyor. Yeteri kadar var mı?


EKONOMİ BÜYÜMEK ZORUNDA


Kamu açığındaki artış hızı çok fazla. Harcama yapılmazsa vergi toplanamadığı için bütçe açığı artıyor ve Hazine borcu büyüyor. Bu nedenle, ekonominin kaynak ve büyüme ihtiyacı sadece istihdam için değil bütçe dengeleri için de çok önemli.


Görünen o ki; Hazine 2009 yılında piyasaya ödediğinden daha fazlasını tekrar borçlanacak. Kamu borç stoku artacak. Kriz nedeniyle artışı bir yere kadar anlayışla karşılamak lazım. Ancak, artış nereye kadar devam edecek? Durdurmak ve daha sonra azaltmak için ne tür mali tedbirler alınacak?


Bu soruların net cevabını alamayan yatırımcılar bir süre sonra kamu kağıtlarına ilgi göstermemeye başlarlar. Ancak aynı zamanda kamunun broç ihtiyacı azaltılamazsa faizler yukarıya döner. Elinde uzun vadeli, sabit faizli büyük kağıt stoku olanlar zarar yazmaya başlarlar. Bunun sonucu kağıttan kaçış başlar, diğer ülkeler krizden çıkma sürecine girmişken biz krize girebiliriz.


ARANAN KAYNAK “ZULALAR”


Kamunun finansman ihtiyacı için IMF olmayacaksa başka bir kaynak bulunması gerekiyor. Yanı sıra gelecek yıl ödemeler dengesinde bu yıl olduğu kadar rahat olmaycağız. Acaba, bugüne kadar net hata ve noksan kalemiyle sağlanan ödemeler dengesi açığı finansmanı, bundan sonra Varlık Barışı’ndan gelmesi beklenen para ile mi kapatılacak? Aranan kaynak orada mı bulundu?


Böyle düşünmemin nedeni Maliye Bakanlığı’nın yaklaşık 100 bin kişiye gönderdiği mektup. Bu mektupların muhatapları dışarıdaki paralarını, “zulalarını”, Türkiye’ye getiriler ve tekrar dışarıya çıkarmazlarsa bir miktar kaynak girişi sağlanmış olacaktır.


Ancak, sorun bu parayı içeride tutabilmekte. Yeterki gelsin, tutması kolay anlayışı yanlış bir yaklaşım. Vatandaşların tasarruflarını ülkede değerlendirmelerinin bir yolu çok iyi bir güven ortamı ile sağlam ve güvenilir bankacılık sistemine sahip olmaktır. İkinci yöntem, kesinlikle kabul edilemiyecek zorlamacı seçeneklerdir.


Geleceği tahmin edilen paranın miktarı ne olursa olsun, doğru kullanılması halinde mutlaka OVP hazırlıklarına ve ekonomiye yararı olacaktır.



Hakan Özyıldız - 29.08.2009
Toplam Ziyaretçi: 15456