Omlet yumurtalar kırılmadan yapılmaz!
Üretici fiyatlarındaki düşüler de gösteriyor ki; Kriz Türkiye'yi her geçen gün daha fazla etkiliyor. Bu gelişme, çeşitli kesimlerin devletten yardım taleplerini arttırmaya başladı.
2007 yılında başlayan bütçedeki ve diğer kamu dengelerindeki bozulma, son altı ayda daha da kötüleşti. Kamunun gelirleri çok hızlı düştü. Seçim nedeniyle harcamalarda kısıntıya gidilemedi. Borçlanması arttı.
Kriz sadece kamuda etkin olmadı. Özel sektörde sadece finansal kesim biraz rahat gözüküyor. Özellikle ihracatçılar AB ekonomilerindeki küçülmeden olumsuz etkileniyorlar.
Küçülen ekonomide çalışanların yurtdışına tatile gidecek kadar tasarrufu olamaz. İngiltere, Almanya ve Rusya'dan beklediğimiz turist sayısı ve gelenlerin harcamaları bu yaz azalacaktır.
Sıkıntıya girenler kesimler hemen "devlet baba"dan yardım istiyorlar. Doğal olarak elindeki kıt kaynakları nasıl kullanacağı konusunda, önceliklerini saptamaya çalışırken oldukça zorlanıyor.
Bu konuya biraz daha detaylı bakmakta yarar var. İstek çok olunca, ilk önce karar verilmesi gereken şey bazı taleplerin karşılanamayacağını baştan kabul etmek ve bunu kamuoyu ile paylaşmaktır. Menemen yapmak istiyorsanız yumurtaların kırılmasına razı olmak zorundasınız. Yumurtayı kırmadan haşlanmış yumurta yapılır. İkisi farklı yemektir.
Tercih farklı olabilir. Ancak, burada önemli olan kararı baştan vermektir. Menemen mi, yoksa haşlanmış yumurta mı isteniyor? Eldeki malzeme ne yapmaya izin veriyor? Domates, biber yoksa, yumurta var biraz soğanla idare ederiz deyip menemen yapmak ne kadar doğru olur?
Desteğe ihtiyacı olanların çok fazla olması nedeniyle seçici olunmak zorunda. Hem kaynaklar az hem de sıkı bir program uygulanması gerekiyor. Bu durumda her sıkıntılı kesime yetişmek imkânsız. Her kesime yardım etmeye çalışılırsa küçük bir yardımla kurtulması mümkün olanlar batabilir.
Bu nedenle kimlere yardımcı olunacağına yönelik kurallar çok dikkatle oluşturulmalı. Yumurtalardan bazılarının mutlaka kırılması gerektiğini biliyorsak, sorun hangilerini kıracağımıza tarafsız bakış açısıyla karar verebilmekte.
Sayın R. Hisarcıklıoğlu'nun TOBB Genel Kurulu'ndaki konuşmasında da vurguladığı
gibi;
"İlişkilerin yerine ilkeler" in geçeceği bir seçme kriterleri ile teşvik ve destekleme sistemi nasıl kurulacak? Bu
konuda acilen, etkin, kalıcı kurum ve kuralları hayata geçirmekte yarar var.
Kalıcı ve etkin karar alabilmek için ön koşul baştan doğru kararın verilmesidir. Eğer yanlış kararlarla yola çıkılırsa, her başarısızlık durumunda, uygun yama arama çabası eksiklikleri gidermede sonuçsuz kalır.
Artık seçim ve kabine revizyonu tamamlandığına göre ivedilikle ekonomide kapsamlı bir orta vadeli bir programı, Hükümet gerekli görüyorsa IMF'le de anlaşarak, hayata geçirmek lazım.
Bu program, gecikme sonucu oluşan kayıpların çok yüksek olması nedeniyle, sonraki yıllara aşırı yük bırakmamak için 2009'u da kapsamalı. Kriz nedeniyle bu görüşe itirazlar olacağını biliyorum. Ancak, 2011 yılında genel seçimlerin yapılacağı hatırlanırsa, sadece 2010 yılında alınacak kemer sıkıcı önlemlerle krizin üstesinden gelinemez.
Kamu dengelerinde kalıcı, kapanması zor yararlar açılırsa ileride düzeltmek için katlanmak zorunda kalınacak maliyet çok artar.
Aynen 2001 Krizinde olduğu gibi.
Hakan Özyıldız - 07.05.2009